Hayat, ısı ve enerji kaynağı olan güneş, son yıllarda deri üzerindeki olumsuz etkilerinin fark edilmesinden sonra korunulması gereken bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Güneş ışıkları infrared ışıktan ultraviyole (UV) ışığına kadar değişen dalga boylarındadır. Deriye en zararlı dalga boyları ise UVA ve UVB’dir. Bu olumsuz etkilerinin yanı sıra vücudumuz için birçok olumlu etkiye sahiptir. Uykunun düzenlenmesi, stresin azaltması, D vitamini kaynağı olarak kemik yapısının güçlenmesi ve diğer organların üzerine olan olumlu etkileri, bağışıklık sistemini güçlendirmesi, seratonini arttırarak depresyonu azaltması, yaşam ömrünü uzatması olumlu etkileri arasındadır.
Güneşin yararları:
D vitamini: Yiyecekle alınan diğer vitaminlerin aksine D vitamini, UVB ışınlarının deri üzerine yaptığı etkiyle sentezlenebilir. Bu sentezlenmenin etkinliği derinin maruz kaldığı UVB ışınlarının miktarı, güneş koruyucular, güneş koruyucu giysiler ve derinin melanin pigmenti miktarına bağlı olarak değişir. Yazın yarım saat güneşte kalmakla, 50.000IU(1,25mg) D vitamini 24 saat sonra dolaşımda olur. Ciltteki çoğu hücre D vitamini dolaşımını sağlarken, karaciğerde 25(OH)D3’ e dönüşür. Daha sonra diğer böbrek ve diğer dokularda 1,25(OH)2 D3 aktif olan formuna dönüştürülür.
Bu dönüşümle beraber D vitamini kemiklerin sağlıklı gelişmesini sağlar. Eksikliğinde çocuklarda Rikets gibi kemik hastalıkları, büyüme ve iskelet deformiteleri gelişir. Erişkinlerde de kemik sağlığı üzerine önemli etkileri vardır. Eksikliğinde Osteoporoz gibi kemik hastalıkları görülür.
Düşük 25(OH)D seviyeleri kanser ve birçok kronik hastalıkla ilişkilendirilmiştir.
Uyku düzeni: Çalışmalar sabahları 1 saat günışığının uykuya yardımcı olduğunu göstermiştir. Vücut karanlık ortamda uyumayı kolaylaştıran melatonin adında bir hormon sentezler. Güneş ışığı vücudun melatonin seviyelerinin ne zaman artıp azalacağının sinyalini vererek sirkadiyen ritmi düzenler.
Stres ve Depresyon: Günışığı uyku için önemli olan melatonin hormonunun düzenlenmesinde rol oynar. Melatonin hormonu aynı zamanda stresi azaltır. Güneş vücutta Serotonin adı verilen hormonu da arttırarak sakinleşmeyi ve odaklanmayı sağlar. Böylece depresyon gibi duygudurum değişikliklerini azaltır.
Güneşin birçok faydalı etkisinin olmasının yanısıra vücutta neden olduğu önemli hasarlar da vardır.
Bu etkiler arasında foto yaşlanma, ciltte kırışıklıklar, ciltte pigmentasyon artışı ve kanser bulunur.
Fotoyaşlanma: UV ışınlarının sürekli maruziyeti morfolojik, histolojik, biyokimyasal ve fizyolojik değişiklikler yaratır una fotoyaşlanma denir. Fotoyaşlanma kırışıklılar, aktinik keratozlar, solar elastozlar, pigmentasyon bozuklukları ve premalin lezyonlar, ciltte atrofi, telenjiektazilere neden olur.
Ciltte pigmentasyon artışı ve Kanser: Güneşe maruziyet foto hasarlanmaya yol açarak ciltte pigmentasyon artışına neden olur. Malign melanom (MM) insidansı en hızlı artan kanser türlerinden biridir ve deri kanserlerine bağlı ölümlerin önde gelen nedenidir. Buna karşın deri melanomu hastanın erken dikkatini çekerek hekime ulaşması durumunda çoğunlukla erken aşamada ortadan kaldırılır ve hastanın normal yaşamını sürmesi sağlanabilir. Dünyada melanom ile ilgili coğrafik bölgelere göre değişen risk faktörleri tanımlanmıştır. Ancak genel olarak MM gelişiminde rol oynadığı düşünülen başlıca risk faktörleri; deri tipi (açık ten), çevresel faktörler (ultraviyole maruziyeti) sayılabilir. Oluşumunda kişinin yaşamı boyunca maruz kaldığı ultraviyole ışınlarının toplam miktarının (kümülatif dozun) rol oynadığı düşünülmektedir. Dolayısıyla açık havada yapılan meslekler risk oluşturabilir. Bu hastalarda ultraviyole hasarı ile ilişkili başka deri sorunları da bulunabilir. Güneşten korunma davranışlarının genel popülasyona yayılması, solaryum cihazlarına ulaşımın azaltılması ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi, melanomdan korunma da en etkili yöntem olacaktır.
Güneşten Korunma Yöntemleri:
Güneş ışınından korunmanın dört ana yolu vardır:
– Güneşten koruyan giysiler giymek,
– Şapka takmak,
– Güneş gözlüğü kullanmak
– Güneşten koruyucu kremler sürmektir.
Güneş koruyucular: Cilt korunmasında en önemli ürünler foto yaşlanmayı önleyen güneş koruyuculardır. Cildi UV hasarına cilt yanıklarına, kırışıklıklara ve pigment değişikliklerine karşı korurlar. Güneş koruyucu ajanlar cildi koruyup UV ışınlarının verdiği hasarı en aza indirmek için kullanılır. Foto yaşlanma dediğimiz cildin kırışması yani karsinojenez UVA ve UVB radyasyonun neden olduğu DNA hasarından kaynaklanır.UVA elastin ve kollajeni bozarak cildin elastikiyetini azaltır kırışıklara neden olur ve DNA hasarı yapar. UVB güneş yanığı ciltte pigmentasyon gibi akut değişiklikler yapar. Geniş spektrumlu güneş koruyucuların UVA radyasyonu engellediği ve cildi yeniden yapılandırdığı çalışmalarda gösterilmiştir. İdeal güneş koruyucu ajanlar güvenilir,kimyasal olmayan, cildi solar radyasyona karşı tam koruma sağlayan özellikte olmalıdır. UV radyasyonun engellenmesi için en az 30spf(sun protection factor)ve üstü olmalıdır. Güneşe çıkmadan en az 30 dakika önce sürülmeli, her 2-3 saatte bir yenilenmeli; deniz veya havuza girdikten sonra tekrar sürülmelidir. Özellikle güneşin en yoğun olduğu zamanlarda (saat 11-15.00 arası) güneşten kaçınmak gerekir.
Sonuç olarak güneş koruyucular güneşin verdiği hasarları azaltmak için önerilebilir. Ancak güneş ışığına karşı en önemli önlem güneş koruyucu giysiler, geniş şapkalar, güneş gözlüğü kullanmak gibi mekanik bariyerlerdir.
Son yıllarda dünya yüzeyine ulaşan güneş ışınlarının tehlike ve zararları üzerine yoğunlaşılmıştır. Pek çok bilim adamı ultraviyole (UV), görünür ışığın bazı dalga boyları ve kızıl-ötesi (IR) ışınlarının zararlı etkilerini tartışmaktadır. Bu tartışma güneş ışınlarına fazla maruz kalınmasının zararları konusundadır. Güneş ışınları derinin katmanlarına geçerek DNA’ya zarar verecek moleküller oluşturur veya DNA ile doğrudan etkileşerek, kanser veya erken hücre ölümüyle sonuçlanan hücre mutasyonlarına yol açar. Kanser olgularının her geçen yıl artması erken yaşlanma belirtilerinden güneş ışınları sorumlu tutulduğu için zararlı güneş ışınlarından korunma öne çıkan konu haline gelmiştir.
Birinci basamak sağlık kurumları olarak bize başvuran hastalara, bu konu hakkındaki bilgilendirmeyi arttırarak halk sağlığına katkıda bulunabiliriz. Sağlık kurumlarında hayat kaynağımız olan güneşin yararlı ve zararlı yönlerinden bahsederek farkındalığı arttırmak, biz aile hekimlerinin asıl görevi olan birincil korumayı sağlamak öncelikli görev olmalıdır.
DR. GÖZEN SOĞUKSU