Hekim-hasta ilişkisinin bir şekilde zedelenmesinden sonra, çok sık karşılaşılan durumlardan biri hekime şiddet . Şiddet kimi zaman fiziksel olabildigi gibi, kimi zaman ruhsal boyutta da olabilir. Bazen susarak, duymazdan gelerek çözmeye çalışırız bu problemleri. Gitgide de çığ gibi büyüyor bu nedenle. Ama bazen canına tak eden hekim arkadaşlarımız, bu olayı gerçekten çözülmesi gereken yere, yargıya intikal ettirmeyi ve hasta karşısında dik durmayı başarabiliyorlar. Bunun son örneklerinden biri, Dr. Dürdane Yeşilkaya.
Dürdane Hanım, bize kendinizden bahseder misiniz, hangi fakülteden mezunsunuz, kaç yıllık hekimsiniz, nerede çalışıyorsunuz?
2007Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum.Mezun olur olmaz önce zorunlu hizmetimi yaptım . Çorum/İskilip/Yavu köyü sağlık ocağında 3 ay, yine Çorum’un Bayat ilçesinde Acil polikliniğinde 1 ay , İskilip İlçesi Acil servisinde 6 ay, sonrasında da Toplum Sağlığı Merkezi’nde 9 ay çalıştım. İstanbul’a tayin istedim. Kağıthane ilçesinde Seyrantepe Sağlık Ocağı’nda 16 ay çalıştıktan sonra aile hekimliği yerleştirmelerinde şu an halen çalıştığım Yeşilce ASMye yerleştim.
Biriminize bağlı kaç hasta var, hangi sınıfsınız,ortalama kaç bebek gebe takip ediyorsunuz, günde yaklaşık kaç hasta geliyor?
3450 civarında hastam var. Her ay değişken olmakla birlikte 40 50 civarı bebek, 30 35 arası gebemiz mevcut. Günde ortalama 40-45 hastaya poliklinik hizmeti vermekteyim.
Duydugumuza göre ASMnizde tatsız bir olay yaşanmış bize bu olaydan basheder misiniz?
Yaklaşık 1 sene önce bana kayıtlı olan bir hasta 6 aylık bebeği ile geldi. Bebek sistemimizde kayıtlı değildi, ben de bebeği kaydetmeden önce aileye bebek için de bana gelip gelmeyeceklerini, kaydettirmek isteyip istemediklerini sordum. Sen muayene et bakalım, beğenirsek kaydederiz diye bir cevap aldım. Ben de bu cevap üzerine bebeği kaydetmemin sağlıklı olmayacağını, hatta mümkünse annenin de kaydını benden aldırması gerektiğini söyledim. Hastanın eşi de yanındaydı. Bebek için gerekli muayeneyi yaptıktan sonra, anne, senin muayenen bu mu, bu kadar mı diye sözlü tacizlerine devam etti. O sırada hemşire hanım da yukarıdan yanıma gelmişti. Anne bebeğin saçlarındaki konakları söyledi, ben de zeytinyağı sürmesini önerdim. Anne şampuan yazmamı istedi, ablasının bebeğinin özel doktorunun şampuan yazdığını ve benim de aynı şampuanı yazmamı emretti, yaz diyorum sana diyerek. Anne bebeği giydirirken hemşire hanım emzirme odasında giydirebileceğini söyledi. O da çıkmayacağım odadan beni kovamazsınız diye bağrınmaya başladı. O sırada yanında olan ve hiç sesi çıkmayan babaya da eşinize söyleyin kaydını benden aldırsın dedim. Kadın gittiğinde elim ayağım titriyordu ve bu insanlar yaptığı bu terbiyesizliklerin cevapsız kalmaması gerektiğini düşündüm, karakola şikayetçi oldum .Sonra haber geldi dava açılmış benim adıma. Duruşmaya gittim, olanları anlattım,inkar etti, şahidimin de dinlenmesine karar verildi. Bu Şubat ayında duruşma var yeniden.
Bu yaşadıklarımın yanında, aile tarafından bana kaydettirilmek istenmeyen bebek TUSAK bebeği olarak bana atandı. Ben bu bayanla muhattap olmak istemediğimden ve davalık olduğumdan iletişime geçmedim ve performans cezası aldım.Bu hastanın benden silinmesini zaten şikayetçi olduğum gün TSM aracılığıyla müdürlükten istemiştim. Müdürlükten hasta istemeden benden silinemeyeceği cevabını aldığım gibi, bir de bebeği eklendi bana.Şaka gibiydi…Ve bu şaka umarım 12 Şubat günü mahkemede son bulacak.
Daha önce bu tarz bir olay yaşamış mıydınız?
Bu tarz hayır, ama son iki yıldır çok fazla saygısızlık oluyor, özellikle hastanın kendisi gelecek dediğimizde sanki idam kararı verecek ya da yazacaksın, yazma da göreyim sen kimsin, şu kaşe numaranı ver gibi tehditlerle karşılaşıyoruz.
Sizce bu tarz olaylarda resmi şikayette bulunmak önemli mi?
Kesinlikle önemli ve gerekli.
Bu aile hala sizden hizmet alıyor mu?
Kendisi değil ama bebek babanede kaldığı için bebeğin takibiyle ben ilgileniyorum, eksik kalan aşılarını düzenliyorum.
Bu tarz olayların önüne geçilmesi için neler yapılmalı. Sizce eksik olan ne?
Güvenlik şart ve hekim hakları olmalı, ve bizim sahipsiz olmadığımızı hissettirmek gerek. Bunu da basın yoluyla bakanlık ve müdürlük yapmalı diye düşünüyorum.
Teşekkür ederiz. Size geçmiş olsun diyoruz ve davanın sonucunu, ve dava sonrası hasta kayıtlarıyla ilgili gelişmeleri bekliyoruz.
Aslı DEŞER