4 Aralık’taki iş bırakma kararları sonrası verilen ceza puanları için üyelerimiz adına davalar açmış ve sonuçlanan 3 davayı da kazanmıştık. Bu süreçte bir davamıza özel önem atfetmiştik, Başkanımız Esin Şener adına açtığımız davada verdiğimiz dilekçede herhangi bir sendika veya Tabip odası kararından bahsetmeden, üyemizin İstanbul Aile Hekimliği Derneği ( İSTAHED ) olarak alınan iş bırakma kararına uyduğunu belirtmiş, bunun kamu çalışanları örgütünün yasal etkinliği olduğunu ve geçerli mazeret sayılarak ceza puanının iptalini talep etmiştik. İstanbul 10. İdare Mahkemesi çok önemli bir karara imza atarak, Derneklerin de Sendikalar gibi bu tarz faaliyetlerde bulunabileceği ve bu etkinlik ve eylemlere katılımın haklı mazeret sayılması gerektiği hükmüne varmış ve verilen ceza puanını iptal etmiştir.
Mahkemenin karar bölümü şu şekildedir;
“Uyuşmazlıkta, davacının, üyesi bulunduğu derneğin yetkili kurullarınca alınan karara uyarak 04.12.2003 tarihinde 1 gün göreve gelmeme eyleminin yukarıda anılan yönetmelik hükmü kapsamında T.C. İSTANBUL 10. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/248 KARAR NO: 2015/974 / değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti önem taşımaktadır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90.maddesinin son fıkrasında; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle:07/05/2004-5170SK/7mad) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”hükmü yer almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü” nün düzenlendiği 11.maddesinde; herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu, bu hakların kullanılmasının, demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği, bu maddenin, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı kuralına yer verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 15/09/2009 tarihli, Kaya ve Seyhan-Türkiye kararında (application no.30946/04) Eğitim-Sen üyesi öğretmenlere, 11/12/2003 tarihinde KESK’in çağrısına uyarak parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle 11/12/2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru cezasının “acil bir sosyal ihtiyaca” tekabül etmediği ve bu nedenle “demokratik bir toplumda gerekli” olmadığı sonucuna varmış, bunun sonucu olarak, bu davada, başvuranların AİHS’nin 11.maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. Bu durumda, davacının, DERNEKSEL faaliyet gereği 04/12/2013 tarihinde göreve gelmeme fiilinin mazeret olarak kabulü gerektiğinden, disiplin suçu teşkil etmeyen bu eylem nedeniyle davacının 5 (beş) ihtar cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 22/05/2015″
Kararın Danıştay’da da kesinleşmesi sonrası, Derneklerimiz adına çok önemli bir örnek olacağını ve mücadele azmimizi arttıracağına inanıyoruz. Kararın aile hekimliği camiasına hayırlı olmasını dileriz. İSTAHED olarak, her türlü haksızlıklar karşısındaki hukuki mücadele ve kazanımlarımız devam edecektir. Saygılarımızla.