OKUL KAYITLARINDA SAĞLIK RAPORU TALEBİ

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
İSTAHED KİOSK SIRAMATİK ANLAŞMASI
Sonraki haber
8-10 EYLÜL İSTAHED GÜZ AKADEMİSİ

ÖNCELİKLE MESLEK LİSELERİ OLMAK ÜZERE OKUL KAYITLARINDA SAĞLIK RAPORU TALEBİ HAKKINDA

Her yıl Eylül ayı geldiğinde okullara kayıtların başlaması ile birlikte bu okulların idarelerince bazı yönetmeliklere dayanılarak ya da keyfi şekilde Kayıt şartları arasına Sağlık Raporu da eklenmekte binlerce öğrenci amacı içeriği nasıl alınması gerektiği ve hangi okullar için hangi sağlık göstergelerine bakılacağına dair hiç bir mevzuat olmadan SAĞLIK RAPORU almaya gönderilmektedir.

Oysa 2009 yılında yayınlanan yönetmelik ile başlatılan Bürokrasinin azaltılması projesi kapsamında kurumların iş ve işlemlerinde gereksiz ve gerekçesiz hiç bir evrak ismeyeceği belirtilmekte, gerekli evrakların da net olarak  ilgili mevzuatı ile birlikte  Kamu Hizmet Envanteri cetvelinde belirtmesi gerektiği  konusunda uyarılar yapılmıştır.

Bürokrasinin azaltılmasına dair 2009/15169 Karar Sayılı  “Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik” in    9. maddesindeki  kurumlara yapılan BAŞVURULARDA İSTENEN BELGELER başlığında: “Başvurulu hizmetler için başvuruda istenen belgeler ve bunların dayandığı mevzuatın adı ve ilgili madde numarası açıkça yazılacaktır” der.

Yine Anayasamızın Eğitim hakkı ile ilgili 42. maddesine bakacak olursak eğitimin hem bir hak hem de ödev olduğunu ve hiç bir koşulda engellenemeyeceğini görürüz.

“II. Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi
Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir…”  ( Bu madde dikkatle okunmalı öğrenim hakkının kapsamının yanlız ama yanlız kanunla belirlenebilrceği kısıtlanabileceği ve/veya şartlara bağlanabileceği unutulmamalıdır)

“…Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir…” (Yine okulların bağlı olduğu esasların kanunla düzenleneceği açık bir Anayasa hükmüdür).

“…Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır…” (Buradan anlaşılan özelliği olan kişiler de  << ki bunlar ekonomik,özel yetenek ya da sağlık gibi konular olabilir >>  eğitim hakkına sahiptir ve engeli ve/veya hastalığı  ile ilgili eğitim hakkının sınırlanmasını önleme görevi devletindir.)

“…Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.”

Bu hakkın engellenmesiyle ilgili olarak Türk Ceza Kanunu’na da bir madde eklenmiş önleyici tedbir alınmıştır:

MADDE 12- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 112 nci maddesi:
“Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi

MADDE 112- (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü
eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Kişinin eğitim ve öğretim hakkının kullanmasına,
c) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya
orada kalınmasına,
engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
” Madde Gerekçesi:
Madde 12- Madde ile, Türk Ceza Kanununun 112 nci maddesi, başlığı ile birlikte değiştirilmektedir.
Madde başlığında yapılan değişiklikle, kişilerin eğitim ve öğretim hakkına vurgu yapılmıştır.
Böylece, Anayasa ile tanınan eğitim ve öğretim hakkının, ceza yaptırımıyla güvence altına alınması sağlanmıştır.”
Buraya kadar yazılanlardan anladığımız özetlenirse eğitim hakkı devlet tarafından güvence altına alınmış olup bir kısıtlama ya da şart getirilmesi gerekiyorsa bu kısıtlama ya da şartlar “kanun” la düzenlenmelidir, bunun dışında  bir kısıtlama ya da şart ile eğitim hakkının engellenmesine sebep olanlar TCK ya göre suç işlemektedir  ve iki yıldan beş yıla kadar hapis ile cezalandırılabilirler.
Konuyla ilgili olarak  bilinen Kamu Denetçiliği kurumu eliyle verilen ilk  karar  da yukarıda açıklanan mevzuata uygun çıkmıştır.  Kararda Otizmli olması nedeni ile eğitim hakkı kısıtlanmış bir öğrenci ile ilgili olarak
“Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Yönetmeliği’nde, engelli bireylerin özel durumlarına uygun sınav ve eğitim imkânı sağlanacak şekilde değişiklik yapılması hususunda  Milli Eğitim Bakanlığı’na tavsiyede bulunuldu”
denmektedir.  Ombudsman, MEB’den de bu karar doğrultusunda tesis edilecek işlemin gerekçesi ile birlikte 30 gün içinde kendilerine bildirilmesini istemiş bununla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı da bir düzenlemeye gitmiştir. Ombudsman Kararında anayasanın
“Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz”
hükmünün bulunduğu maddeye atıf yapmıştır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki ‘ayrımcılık yasağı’,  İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Engelli ve Çocuk Hakları Sözleşmesi ni de hatırlatmıştır.
Anayasa ya uygun olarak çıkarılmış olan Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ilgili maddelerini inceleyecek olursak :
“Madde 26 – (Değişik: 2/12/2016-6764/23 md.)
Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar…”
“II – Ortaöğretimden yararlanma hakkı:
Madde 27 – İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir.”
(Her hangi bir sağlık şartı aranmamaktatadır)
“III – Amaç ve görevler:
Madde 28 – Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,
1. ….
2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır. ”
(Görüldüğü üzere ortaöğretim kurumlarının amacı yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır. Bu amacı gerçekleştirirken öğrencilerin sıhhi durumlarının bazı özel haller dışında bu eğitimden yararlanmalarına engel olması mümkün değildir.)
“Madde 29 – (Değişik birinci fıkra: 2/12/2016-6764/24 md.) Ortaöğretim, çeşitli programlar uygulayan liseler ile mesleki eğitim merkezlerinden meydana gelir.Belli bir programa ağırlık veren okullara lise, teknik lise ve tarım meslek lisesi gibi eğitim dallarını belirleyen adlar verilir.”
“V – Ortaöğretimde yöneltme:
Madde 30 – Yöneltme ilköğretimde başlar; yanılmaları önlemek ve muhtemel gelişmelere göre yeniden yöneltmeyi sağlamak için ortaöğretimde de devam eder. Yöneltme esasları ve çeşitli programlar veya ortaöğretim okulları arasında yapılacak yatay ve dikey geçiş şartları,Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenir.” der.
Bu genel değerlendirme altında asıl konumuz olan Meslek Liseleri ni de içeren  Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği ni gözden geçirecek olursak kayıt ile ilgili olarak :
“(3) (Değişik:RG-13/9/2014-29118) Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarına kayıt yaptıracak öğrencilerin sağlık durumlarının ilgili mesleğin öğrenimine elverişli olması gerekir. Bu durum, alana geçiş sürecinde, programın özelliğine göre gerektiğinde, sağlık/sağlık kurulu raporuyla belgelendirilir. (Ek cümle:RG-26/3/2017-30019) Mesleki eğitim merkezine kayıt sırasında öğrencilerden 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 15 inci maddesine göre sağlık durumunun girmek istedikleri meslek alanına uygun olduğunu gösterir işe giriş sağlık raporu istenir.”
Yönetmeliğin bu maddesinden anlaşıldığı üzere:
1. Mesleki Eğitim Merkezlerine kayıt 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği Kanunu 15. maddesine göre yapılacaktır ki bu da öğrencinin işe giriş ve periyodik muayene usullerine tabi olduğu ve iş yeri hekimince değerlendirilmesi gerektiği bunun da iş veren tarafından yapılması gerektiği açıktır. Zira 6331 sayılı Kanun un kapsamına da baktığımızda Çırak ve Stajyerleri de kapsadığını görmekteyiz.
Kapsam ve istisnalar
MADDE 2 – (1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
2. Meslek Liselerine Kayıt esnasında öğrencilerden Sağlık Raporu talep edilemez,
3. Meslek Liselerinde Sağlık Raporu ancak ve ancak alana geçiş sürecinde yani 9. ve/veya 10. sınıf sonunda, programın özelliğine göre  ve gerektiğinde talep edilmelidir. Bürokrasinin azaltılması projesi kapsamında çıkarılan mevzuat dahilinde incelediğimizde Okul İdarelerinin açık bir gerekçe olmadan ve bunu yazılı olarak öğrenciye bildirmeden Sağlık Raporu talep etmeleri mevzuata uygun değildir.
Açık bir gerekçe ile Sağlık Raporu talep edilen öğrencilerin de sağlık durumunun uygunluğuna göre değerlendirilerek gerekirse Özel Eğitim almaları sağlanmalıdır. Madde 3 de yapılan değişiklikle buna değinilmiştir:
“Alan ve dala geçiş
MADDE 31– (Değişik :RG-13/9/2014-29118)
(1) Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında alan seçimi 9 uncu, dal seçimi ise 10 uncu sınıfın sonunda yapılır.
(4) Öğrencinin sağlık durumunun geçmek istediği alanın öğrenimine elverişli olması gerekir. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin, özelliklerine uygun meslek alan ve dalına ya da programına yönlendirilmeleri ve yerleştirilmeleri sağlanır.“
Meslek Liseleri, Bila İstisna İnşaat , Makine , Metal , Elektrik Elektronik vs alanlarda eğitim vermekte ve bu alanlarda meslek icra edecek öğrencileri yetiştirmektedirler.
Hekimlerin bizzat iş yerini , iş yeri risk raporunu ,çalışılan ve/veya çalışılacak ortamı ,kullanılacak malzemeleri ve bunların olası sağlık etkilerini bilmeden bir öğrenciye sadece eğitim göreceği alanın adına bakarak konuyla ilgili sağlık şartlarına dair hiç bir mevzuat olmadan  “İLGİLİ ALANDA EĞİTİM GÖRMESİNDE SAĞLIK YÖNÜNDEN SAKINCA YOKTUR”   ibareli bir rapor vererek bunun altına imza atması ve bu sorumluluğu alması mümkün görülmemektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği ile işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından yer aldığı tehlike sınıflarının listelendiği ek 1 tablosunda bu işlerin çoğu Tehlikeli ve Çok Tehlikeli işler sınıfında olduğu açıktır.
Bu iş kollarında çalışmak üzere yetişen öğrencilerin  sağlığının gerkiyorsa  KANUNDAKİ HALİYLE “O işe ve iş yerine uygun olup olmadığı” nı değerlendirecek kurum 6331 sayılı Kanun’un 15. maddesi uyarınca o işyerinin İŞYERİ HEKİMİ veya anlaşma yapmış oldukları Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri dir.Bunun  dışındaki hekimlerin Meslek Liselerine Giriş sırasında öğrencilere İşe Giriş Raporu vermeleri hukuken imkansızdır.
Daha genel bir bağlamda bakarsak da mevzuat ile şartları-içeriği açıkça belirlenmemiş bir sağlık Raporu yükümlülüğünün hekimlere verilemeyeceği açıktır.
Konunun bu şekilde değerlendirilerek
*  Meslek liselerine kayıtta Sağlık Raporu Talep edilmemesi,
* Alan seçimi sırasında da gerektýiğinde  gerekçesi yazılı olarak belirtilerek , buna uygun olarak öğrencinin  özel eğitim almasının dair işlemlerin yürütülmesi amacı ile  ilgili uzmanlık alanlarından veya Heyetlerden  öğrencinin durumunun  raporlandırılmasının talep edilebileceğinin Milli Eğitim  Bakanlığı  eliyle İl Milli Eğitim Müdürlüklerine ve ilgili okul idarelerine bildirilerek bu konuda gereksiz iş yükü ve bürokrasinin azaltılması en doğru çözüm  olacaktır.

Mustafa TAMUR

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü