Dermatoloji Atlası
- 1. SIK GÖRÜLEN DERİ HASTALIKLARI
- 2. BAKTERİYEL DERİ HASTALIKLARI
- 3. VİRAL DERİ HASTALIKLARI
- 4. YÜZEYSEL MANTAR HASTALIKLARI
- 5. ÜRTİKER
- 6. İLAÇ ERÜPSİYONLARI
- 7. DERİNİN PREKANSERÖZ LEZYONLARI
- 8. DERİNİN EN SIK GÖRÜLEN MALİGN TÜMÖRLERİ
- 9. PEDİATRİK DERMATOLOJİ
AKNE
pilosebase ünitenin kronik inflamatuar hastalığıdır.
en sık görülen cilt hastalığıdır.
prevelans: %20-35
adelosan hastalığı : 13-19 yaş
postadelosan akne : 25 yaş üstü
akne oluşumunu tetikleyen faktörler:
-kalıtım
-menstrüel siklus
-terleme
-ultraviyole
-stres
-fiziksel faktörler:
*cilt tipine uygun olmayan yağlı kremler
*temizleyiciler
* sıcak hava
* makyaj
akne- diyet ilişkisi:
-glisemik indeksi yüksek olan gıdalar, süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi, yağlı gıdalar ve çikolata gh ve androjenleri uyararak akneyi tetikliyor.
– omega 3 yağ asitleri, paleolitik diyet, meyve ve sebze ise akneye karşı koruyucu.
başarılı akne tedavisi: ana tedavi- destek tedavisi- devam tedavisi
ana tedavi:
topikal:
antibiyotikler: klindamisin , eritromisin, tetrasiklin, nalidiksik asit
benzoil peroksit
retinoidler
azelaik asit
sodyum sulfasetamid
sistemik:
antibiyotikler ( doksisiklin, tetrasiklin,eritromisin,klindamisin,makrolidler)
izotretinoin
hormon tedavisi
lazer
destek tedavi: yağlı cilde özel dermato-kozmetik temizleyiciler, nemlediriciler, güneş koruyucular, sindetler, gül suyu, soda ve kükürt içeren sabunlar
SEBOREİK DERMATİT
Seboreik dermatit, toplumda %2-5 oranında göründüğü bildirilen, fakat hafif şekilleri çoğu kez doktora başvurmadığı için gerçekte sıklığının çok daha fazla olması gereken bir hastalıktır. Yatkın alt yapısı olanlarda Malassezia furfur adı verilen mantarın tetiklemesi söz konusudur. Ruhsal stres ve bağışıklığın baskılandığı birçok durumda şiddeti artar.
Genellikle ergenlikten sonra ortaya çıkar ve uzun yıllar artma ve azalmayla devam eder. saçlı deri, kaş, burun, yanak oluğu, dudak, kulak içi ve arkasına yerleşebilir. Genellikle kızarık zeminde yağlı, sarımsı kepekler görünür. saçlı derinin kepeklenmesi de seboreik dermatitin hafif bir şeklidir.
ATOPİK DERMATİT
Atopik dermatit, birçok genetik ve çevresel faktöre bağlı kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla erken çocukluk döneminde başlar. İleri yaşlarda astım ve alerjik rinit gibi diğer alerjik hastalıkların gelişiminin habercisi olma özelliğini taşımaktadır. Atopik dermatit hastalarında cildin bariyer özellikleri bozulmuştur. Bu bozulmanın hangi nedenden kaynaklandığını tam olarak bilemiyoruz. Yoğun bir kaşıntı eşliğinde kuruluk atopik dermatitin en önemli özelliğidir.
KONTAKT DERMATİT
Kontakt dermatit; oluş mekanizmasına göre alerjik ve irritan kontakt dermatit olarak ikiye ayrılır. Alerjik kontakt dermatit, Tip4 aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucunda oluşurken; irritan kontakt dermatit, kimyasalların deriye toksik etkisiyle oluşan nonspesifik bir inflamatuar reaksiyondur. Her iki tip kontakt dermatit benzer klinik özelliklere sahip olsa da patofizyolojik özellikleri farklıdır. Kontakt dermatit tanısında ayrıntılı sorgulama ve fizik muayene yapılmalı, alerjik kontakt dermatit için altın standart olan deri yama testleri uygulanmalıdır. Tedavide öncelikle alerjen veya irritan madde tespit edilmeli ve etkenin uzaklaştırılması gerekmektedir. Etkenin uzaklaştırılmasının, ayrılmasının mümkün olmadığı durumlarda koruyucu önlemler alınmalıdır. Semptomatik tedavide ilk seçenek ilaçlar topikal kortikosteroidlerdir.
PSÖRİAZİS VULGARİS
Psoriazis çeşitli klinik biçimlerde ortaya çıkabilen, yineleyici, kronik bir deri hastalığıdır. Deri lezyonlarının çok tipik olması nedeniyle tanı koymak oldukça kolaydır. Lezyonlar klasik olarak eritroskuamozdur; bu hem vasküler yapıların (eritem) hem de epidermisin (skuam) etkilendiği gösterir. Morfolojik olarak çok değişik biçimlerde görülür. Psoriazis vulgaris en sık rastlanan tipidir.
LİKEN PLANUS
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, çevresel faktörler ve otoimmün bozukluklarla ilişkili olduğu düşünülen, ağız ve genital bölge başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerini tutabilen enflamatuvar bir deri hastalığıdır. Kaşıntılı bir kızarıklığa sebep olur. 5p bulgusu. 1)pruritik 2)poligonal 3)purple 4)papül 5)parlak veya planar.
PİTİRİYAZİS ROSEA
Pityriasis rosea, pembe, pullu ve inflamasyonlu bir görünüme sahip hafif bir deri döküntüsüdür. En sık genç erişkinlerde görülür. Döküntü genellikle 1 ila 3 ay sürer ve kalıcı iz bırakmaz. Bununla birlikte, koyu tenli insanlar, kızarıklık iyileştikten sonra kalıcı kahverengi lekeler fark edebilir. Pityriasis rosea’nın nedeni bilinmemekle birlikte bir virüs veya bakteriden kaynaklandığı düşünülmektedir. Muhtemelen bulaşıcı değildir. Pityriasis rosea tedavisinin çoğu cildi yatıştırmayı ve kaşıntıyı gidermeyi amaçlar: nemlendirici kullanarak nazik sabunsuz bir yıkama kullanarak kızarıklığı azaltabilen kortisteroid krem veya merhem kullanılır.
ROZASEA
Gül hastalığı ya da rozasea , oldukça sık görülen bir deri hastalığıdır. Güneş, stres ve birtakım yiyeceklerin tetiklediği bu hastalıkta cilt kızarır, yangılanır ve kızarıklık yayılır. Rozasea’nın ciddiyeti kişiden kişiye değişir. Hastalığın nedeni kesin olarak bilinmemektedir. En önemli belirtilerinin başında yüzün orta kısımlarında meydana gelen kızarıklıklar gelir. Özellikle burun etrafındaki ve elmacık kemiklerinin üzerindeki bölgelerde bulunan kılcal damarlarda şişmeler ve kızarmalar olur. Diğer bir belirtisi ise, sivilcelerdir. Burunda kabarcıklar da meydana gelebilir. Rozasea her yaşta görülebilen bir deri hastalığıdır. Kadınlarda daha çok görülür. Gül hastalığı bulunan kişiler baharatlı ve kafeinli yiyecek-içeceklerden uzak durmalıdır. Güneş ışığına fazla maruz kalmamalı ve güneş kremi kullanmalıdır.
SCABİES (UYUZ)
Uyuz; Sarcoptes scabiei var. Hominis adı verilen akarın (böcek) sebep olduğu tüm dünyada yaygın olarak görülen bir hastalıktır.
Uyuz böceği deride tüneller açarak bu tünellerin içinde yaşar.
İlk defa uyuza yakalanan bir kişide belirtilerin başlaması 2-6 hafta kadar sürebilir. Ancak daha önce uyuza yakalanan bir kişide, belirtiler genellikle maruz kaldıktan 1-4 gün içinde ortaya çıkar. Hastalık belirtilerinin başlamadığı bu dönemlerde bile kişi uyuzu başkalarına bulaştırabilir.
Uyuzun en önemli belirtisi şiddetli gece kaşıntısıdır. Kaşıntı, kişinin yatağa girip ısınması ile artar ve kişiyi uykudan uyandırabilecek şiddette iken gündüzleri daha hafiftir. Kaşıntı genellikle el parmak araları, el bileğinin iç yüzü, bilekler, koltuk altları, dirsekler ve kasıklarda görülmekle birlikte tüm vücutta görülebilmektedir. Hastalığın en belirgin bulgusu parmaklar arasında dalgalı kirli bir çizgi halinde görülen, uyuz böceğinin içinde yaşadığı, gri beyaz renkli, 1-10 mm uzunluğundaki tünellerdir. Kişilerde özellikle geceleri artan şiddetli kaşıntı ve deride görülen içi su dolu keseciklerin görülmesi uyuz şüphesini arttırır.
Uyuz tedavisinin başarılı olabilmesi için uyuz hastası ile birlikte özellikle beraber yaşadığı ve uzun süreli yakın teması olan kişiler de hastalık belirtileri olup olmamasına bakılmaksızın tedavi edilmelidir. Hasta ve aynı yaşam ortamını paylaşan kişiler eş zamanlı olarak yani aynı anda tedavi olmalıdır.
ENFEKTE YARA
Enfekte yaralar, mikroorganizma bulaşma olasılığı yüksek olan yaralardır.
Enfeksiyon oluşma riski yüksek yaralar şunlardır:
-Üzerinden 6 saat geçmiş yani gecikmiş yaralar,
– Kenarları düzgün olmayan yaralar,
-Cerrahi dikişleri ayrılmış yaralar,
-Çok kirli ve derin dokuların (damar, kas, sinir vb.) hasar gördüğü yaralar,
-Ateşli silahlarla meydana gelen yaralar,
-Böcek, yılan, köpek gibi canlıların ısırma ve sokmaları ile oluşan yaralardır.
-
1. SIK GÖRÜLEN DERİ HASTALIKLARI
-
Close
AKNE
pilosebase ünitenin kronik inflamatuar hastalığıdır.
en sık görülen cilt hastalığıdır.
prevelans: %20-35
adelosan hastalığı : 13-19 yaş
postadelosan akne : 25 yaş üstüakne oluşumunu tetikleyen faktörler:
-kalıtım
-menstrüel siklus
-terleme
-ultraviyole
-stres
-fiziksel faktörler:
*cilt tipine uygun olmayan yağlı kremler
*temizleyiciler
* sıcak hava
* makyaj
akne- diyet ilişkisi:
-glisemik indeksi yüksek olan gıdalar, süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi, yağlı gıdalar ve çikolata gh ve androjenleri uyararak akneyi tetikliyor.
– omega 3 yağ asitleri, paleolitik diyet, meyve ve sebze ise akneye karşı koruyucu.başarılı akne tedavisi: ana tedavi- destek tedavisi- devam tedavisi
ana tedavi:
topikal:
antibiyotikler: klindamisin , eritromisin, tetrasiklin, nalidiksik asit
benzoil peroksit
retinoidler
azelaik asit
sodyum sulfasetamidsistemik:
antibiyotikler ( doksisiklin, tetrasiklin,eritromisin,klindamisin,makrolidler)
izotretinoin
hormon tedavisi
lazerdestek tedavi: yağlı cilde özel dermato-kozmetik temizleyiciler, nemlediriciler, güneş koruyucular, sindetler, gül suyu, soda ve kükürt içeren sabunlar
CloseSEBOREİK DERMATİT
Seboreik dermatit, toplumda %2-5 oranında göründüğü bildirilen, fakat hafif şekilleri çoğu kez doktora başvurmadığı için gerçekte sıklığının çok daha fazla olması gereken bir hastalıktır. Yatkın alt yapısı olanlarda Malassezia furfur adı verilen mantarın tetiklemesi söz konusudur. Ruhsal stres ve bağışıklığın baskılandığı birçok durumda şiddeti artar.
Genellikle ergenlikten sonra ortaya çıkar ve uzun yıllar artma ve azalmayla devam eder. saçlı deri, kaş, burun, yanak oluğu, dudak, kulak içi ve arkasına yerleşebilir. Genellikle kızarık zeminde yağlı, sarımsı kepekler görünür. saçlı derinin kepeklenmesi de seboreik dermatitin hafif bir şeklidir.
CloseATOPİK DERMATİT
Atopik dermatit, birçok genetik ve çevresel faktöre bağlı kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla erken çocukluk döneminde başlar. İleri yaşlarda astım ve alerjik rinit gibi diğer alerjik hastalıkların gelişiminin habercisi olma özelliğini taşımaktadır. Atopik dermatit hastalarında cildin bariyer özellikleri bozulmuştur. Bu bozulmanın hangi nedenden kaynaklandığını tam olarak bilemiyoruz. Yoğun bir kaşıntı eşliğinde kuruluk atopik dermatitin en önemli özelliğidir.
CloseKONTAKT DERMATİT
Kontakt dermatit; oluş mekanizmasına göre alerjik ve irritan kontakt dermatit olarak ikiye ayrılır. Alerjik kontakt dermatit, Tip4 aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucunda oluşurken; irritan kontakt dermatit, kimyasalların deriye toksik etkisiyle oluşan nonspesifik bir inflamatuar reaksiyondur. Her iki tip kontakt dermatit benzer klinik özelliklere sahip olsa da patofizyolojik özellikleri farklıdır. Kontakt dermatit tanısında ayrıntılı sorgulama ve fizik muayene yapılmalı, alerjik kontakt dermatit için altın standart olan deri yama testleri uygulanmalıdır. Tedavide öncelikle alerjen veya irritan madde tespit edilmeli ve etkenin uzaklaştırılması gerekmektedir. Etkenin uzaklaştırılmasının, ayrılmasının mümkün olmadığı durumlarda koruyucu önlemler alınmalıdır. Semptomatik tedavide ilk seçenek ilaçlar topikal kortikosteroidlerdir.
ClosePSÖRİAZİS VULGARİS
Psoriazis çeşitli klinik biçimlerde ortaya çıkabilen, yineleyici, kronik bir deri hastalığıdır. Deri lezyonlarının çok tipik olması nedeniyle tanı koymak oldukça kolaydır. Lezyonlar klasik olarak eritroskuamozdur; bu hem vasküler yapıların (eritem) hem de epidermisin (skuam) etkilendiği gösterir. Morfolojik olarak çok değişik biçimlerde görülür. Psoriazis vulgaris en sık rastlanan tipidir.
CloseLİKEN PLANUS
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, çevresel faktörler ve otoimmün bozukluklarla ilişkili olduğu düşünülen, ağız ve genital bölge başta olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerini tutabilen enflamatuvar bir deri hastalığıdır. Kaşıntılı bir kızarıklığa sebep olur. 5p bulgusu. 1)pruritik 2)poligonal 3)purple 4)papül 5)parlak veya planar.
ClosePİTİRİYAZİS ROSEA
Pityriasis rosea, pembe, pullu ve inflamasyonlu bir görünüme sahip hafif bir deri döküntüsüdür. En sık genç erişkinlerde görülür. Döküntü genellikle 1 ila 3 ay sürer ve kalıcı iz bırakmaz. Bununla birlikte, koyu tenli insanlar, kızarıklık iyileştikten sonra kalıcı kahverengi lekeler fark edebilir. Pityriasis rosea’nın nedeni bilinmemekle birlikte bir virüs veya bakteriden kaynaklandığı düşünülmektedir. Muhtemelen bulaşıcı değildir. Pityriasis rosea tedavisinin çoğu cildi yatıştırmayı ve kaşıntıyı gidermeyi amaçlar: nemlendirici kullanarak nazik sabunsuz bir yıkama kullanarak kızarıklığı azaltabilen kortisteroid krem veya merhem kullanılır.
CloseROZASEA
Gül hastalığı ya da rozasea , oldukça sık görülen bir deri hastalığıdır. Güneş, stres ve birtakım yiyeceklerin tetiklediği bu hastalıkta cilt kızarır, yangılanır ve kızarıklık yayılır. Rozasea’nın ciddiyeti kişiden kişiye değişir. Hastalığın nedeni kesin olarak bilinmemektedir. En önemli belirtilerinin başında yüzün orta kısımlarında meydana gelen kızarıklıklar gelir. Özellikle burun etrafındaki ve elmacık kemiklerinin üzerindeki bölgelerde bulunan kılcal damarlarda şişmeler ve kızarmalar olur. Diğer bir belirtisi ise, sivilcelerdir. Burunda kabarcıklar da meydana gelebilir. Rozasea her yaşta görülebilen bir deri hastalığıdır. Kadınlarda daha çok görülür. Gül hastalığı bulunan kişiler baharatlı ve kafeinli yiyecek-içeceklerden uzak durmalıdır. Güneş ışığına fazla maruz kalmamalı ve güneş kremi kullanmalıdır.
CloseSCABİES (UYUZ)
Uyuz; Sarcoptes scabiei var. Hominis adı verilen akarın (böcek) sebep olduğu tüm dünyada yaygın olarak görülen bir hastalıktır.
Uyuz böceği deride tüneller açarak bu tünellerin içinde yaşar.
İlk defa uyuza yakalanan bir kişide belirtilerin başlaması 2-6 hafta kadar sürebilir. Ancak daha önce uyuza yakalanan bir kişide, belirtiler genellikle maruz kaldıktan 1-4 gün içinde ortaya çıkar. Hastalık belirtilerinin başlamadığı bu dönemlerde bile kişi uyuzu başkalarına bulaştırabilir.Uyuzun en önemli belirtisi şiddetli gece kaşıntısıdır. Kaşıntı, kişinin yatağa girip ısınması ile artar ve kişiyi uykudan uyandırabilecek şiddette iken gündüzleri daha hafiftir. Kaşıntı genellikle el parmak araları, el bileğinin iç yüzü, bilekler, koltuk altları, dirsekler ve kasıklarda görülmekle birlikte tüm vücutta görülebilmektedir. Hastalığın en belirgin bulgusu parmaklar arasında dalgalı kirli bir çizgi halinde görülen, uyuz böceğinin içinde yaşadığı, gri beyaz renkli, 1-10 mm uzunluğundaki tünellerdir. Kişilerde özellikle geceleri artan şiddetli kaşıntı ve deride görülen içi su dolu keseciklerin görülmesi uyuz şüphesini arttırır.
Uyuz tedavisinin başarılı olabilmesi için uyuz hastası ile birlikte özellikle beraber yaşadığı ve uzun süreli yakın teması olan kişiler de hastalık belirtileri olup olmamasına bakılmaksızın tedavi edilmelidir. Hasta ve aynı yaşam ortamını paylaşan kişiler eş zamanlı olarak yani aynı anda tedavi olmalıdır.
CloseENFEKTE YARA
Enfekte yaralar, mikroorganizma bulaşma olasılığı yüksek olan yaralardır.
Enfeksiyon oluşma riski yüksek yaralar şunlardır:
-Üzerinden 6 saat geçmiş yani gecikmiş yaralar,
– Kenarları düzgün olmayan yaralar,
-Cerrahi dikişleri ayrılmış yaralar,
-Çok kirli ve derin dokuların (damar, kas, sinir vb.) hasar gördüğü yaralar,
-Ateşli silahlarla meydana gelen yaralar,
-Böcek, yılan, köpek gibi canlıların ısırma ve sokmaları ile oluşan yaralardır. -
2. BAKTERİYEL DERİ HASTALIKLARI
-
3. VİRAL DERİ HASTALIKLARI
-
4. YÜZEYSEL MANTAR HASTALIKLARI
-
5. ÜRTİKER
-
6. İLAÇ ERÜPSİYONLARI
-
7. DERİNİN PREKANSERÖZ LEZYONLARI
-
8. DERİNİN EN SIK GÖRÜLEN MALİGN TÜMÖRLERİ
-
9. PEDİATRİK DERMATOLOJİ
- https://www.turkdermatoloji.org.tr/
- https://dergipark.org.tr/tr/pub/husbfd/issue/36798/337532
- https://dergipark.org.tr/en/pub/ktd/issue/10310/126491
- http://www.klinikgelisim.org.tr/eskisayi/klinik_2009_22_2/3.pdf
- https://dergipark.org.tr/en/pub/tchd/issue/44349/548178
- https://www.journalagent.com/turkderm/pdfs/TURKDERM_45_SUP_2_104_108.pdf
- https://dergipark.org.tr/en/pub/pediatri/issue/51440/668232
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Rozasea