Bakanlık yetkililerinin “15 Aralık hakedişleri sonrasında her şey daha iyi anlaşılacak” dediği Kasım ayı hak edişlerinin üzerinden 9 gün geçti.
Bu süre zarfında anlamaya, anlamlandırmaya çalıştığımız birçok şey yaşadık yine.
Bakanlıktan bazı yetkililerin bu kez vatandaşı bilgilendirmek için açtığı tweet hesaplarından Aile Hekimliğine ve Aile Hekimlerine karşı yanlış açıklamalarını ve sahada paylaştığı gerçeği yansıtmayan grafiklerle algı çalışmalarını üzülerek izledik.
Gördük ki hiçbir algı gerçeği bastıramıyor. Yönetmeliği çıkaranların sırf güçlü tepki azalsın diye bu kez kendi yazdıkları yönetmeliği hiçe sayarak hak ediş hesaplamalarıyla oynadıklarına şahit olduk ne acı.
İlaç teşviklerini ‘bir önceki yıl ile karşılaştırma’ diye bir şeye uyarlamak mı dersiniz, HYP için ‘gerekli işlem sayısını düşürmek’ mi yoksa ‘hastane başvuru teşviğini herkese bahşetme’ mi dersiniz ya da ‘son 6 ay gelmeyen kayıtlı kişiyi hesabı katmama’ mı? Ancak istedikleri reaksiyon gelmemiş olacak ki sosyal medya algısı devam etti.
Değerli arkadaşlar, başından beri taleplerimiz için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.
Hiçbir sorumluluğumuzun olmadığı bir noktada hak kaybını kabul etmiyoruz. Son 6 ay gelmeyen vatandaşın cezası hekime, hemşireye kesilemez.
HYP mevcut şartlarda bir kronik hastalık takibi değildir, bir veri toplama amacıdır. Poliklinik ve iş yükü yoğunluğunda hakkıyla kronik hastalık takibi yapmak imkansızdır ve bu imkansızlığa rağmen %10 hak ediş kaybı kabul edilemez.
Hasta iyileşecek olandır, müşteri değildir. Hekimleri puanlamak, itibarına zarar vermek herhangi bir şekilde kimsenin haddine değildir.
Hekimin tanısını, takibini, tedavisini bir birleşim olarak değil sadece bir sayı olarak görmek ancak içi boş makale yazanlara yarar, sağlığa hiç faydası yoktur.
Bu süre zarfında Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları kurulu dahil birçok kurumla iletişime devam ettik ki yanlışın düzeltilmesine katkı sunacağını düşündüğümüz sürece devam ederiz.
Halihazırda bu yanlıştan dönmek için resmi olarak bir değişiklik gelmedi, beklemedeyiz.
Düzenleme yapılamaz ise bir kez daha iş bırakacağımızı deklere ettik. 6-10 Ocak 2025 tarihlerinde bir kez daha yokuz!
Her eylem öncesi açılışa meslektaşlarımızın önerilerini paylaşarak başladık ve başarıya ulaştık. Bu geleneği bozmuyoruz.
İstanbul genelinde 1543 aile hekiminin katılımı ile tamamlanan anketimizde ilk göze çarpan şudur ki meslektaşlarımız bu oyuna gelmemiştir, bugün var gibi olanın yarın bir anda kaybolacağının farkındadır.
Şu ana kadar İstanbul’da yapılan anket sonuçlarına paralel ilerleyen eylem sonuçları yaşadık. Bu anketimizde de aynı şey artarak olacaktır inanıyoruz.
Çok cevaplı bundan sonraki süreci sorduğumuz anketimizde %59,6 (919 kişi) 5 gün ve üzerinde iş bırakma yapılması gerektiğini, %10,1 (155 kişi) istifa etmemiz gerektiğini, %30,3 (469 kişi) diğer eylemler yapmamız gerektiğini ifade etmiştir.
Randevusuz çalışmamak, HYP yapmamak ve yapılacaksa dahi günlük 30 randevulu hasta bakarak hakkıyla kronik hastalık takibi yapmak diğer eylemlere verilen önde gelen yanıtlardır.
Metnimizin içinde birkaç kere hakkıyla HYP yapılması yazdığımızın farkındayız. Maalesef ilçelerden gelen bilgiler hiç hoş değil. Son dönemde ciddi oranda artan “benim böyle bir muayenem yok, işlemim yok” CİMER başvuruları olduğu ve bunlara istinaden “resmi evrakta sahtecilik” soruşturmaları açılacak bilgileri gelmektedir.
Değerli arkadaşlar, bizim bu yönetmeliğe karşı durmamız gerektiği aşikardır. Daha önümüzde yıllarca bu işi yapacak çoğumuz. Bugün henüz başta hakkımızı alamaz isek sonu karanlık, artan talepler olacaktır.
Belki şimdi biraz maddi kayıp olacak, belki yanıltıcı artışlar olacak ki Kasım iş bırakmalarına rağmen birçok kişide bunu görüyoruz. Öyle ki son 6 ayda gelmeyenleri kesmeyeceklerini tahmin ediyorduk aynı kalacak biraz artacak diye düşünüyorduk ama bu kadar hukuksuzca ödeme olacağını beklemiyorduk. Bundan maliye bakanlığının haberi var mı merak ediyoruz. Ama durum ortada yönetmelik en acı maddeleri en kayıp noktalarıyla, en itibarsızlaştıran yönleri ile orada bekliyor. Ve direnç kırıldığı anda balyoz gibi inecek ve o zaman geri dönüşü imkansız hale gelecek.
Algı, oyun onların olsun gerçekler ve birliktelik bizim.
Sonuç alana dek mücadeleye devam.
Birliğimiz En Büyük Gücümüzdür!