MESLEKTAŞIMIZ YALNIZ DEĞİLDİR

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
BASIN AÇIKLAMASINA DAVET
Sonraki haber
Vefat ve Başsağlığı

Giresun’da bir vatandaşımızın aile sağlığı merkezinden polis eşliğinde çıktıktan sonra kalp krizi geçirerek vefatı ile sonuçlanan olayın üzüntüsünü yaşarken, olayda adı geçen hekim arkadaşımızın açığa alınması ile sonuçlanan linç dalgasına karşı basını ve kamuoyunu bilgilendirmenin görevimiz olduğunu düşünmekteyiz.
Olayın tamamını şimdilik tüm ayrıntıları ile kimsenin bilmesi mümkün olmasa da hekim arkadaşımızın gözünden yaşayarak empati yapmaya ve yaptırmaya çalışmalıyız. Zira buna benzer olayların binlercesi her gün bizlerin polikliniklerinde de yaşanmakta sonuçları itibarı ile haber olmamaktadır.
Düşünün, hekimsiniz,sabah işinize gidiyorsunuz. Bir hekim olarak listedeki randevulu hastalarınızı teker teker içeri alıp muayene ediyor gerekiyorsa tetkik istiyor bazılarını ilgili dallara sevk ediyor sizinle ilgili olanlara tedavilerini düzenliyor ilaçlarını yazıp önerilerde bulunuyorsunuz. Arada işine gitmediği için rapor talep edenler, okuldan kaçıp size gelen öğrenciler, vermeye yetkili olmadığınız evrakları sizden isteyenler ya da komşusu veya internet aracılığı ile adını öğrendiği birine iyi geldiği için ben de denemek istiyorum diye bir ilacı size yazdırmaya çalışanlar da olsa da onlara durumla ilgili izahat yapıyor taleplerini ret ediyorsunuz..
Derken odaya yaşlı bir amca bir elinde baston ve bir elinde belki de eczaneden çıkarttığı ilaç listesi ve hasta olduğunu söylediği eşinin kimliği ile giriyor. Amcanın talebi kendisi açısından çok basit: “Bunlar benim hanımın ilaçları, bu da raporu yazdırmaya geldim.”
Hekim gözünden bakınca ortada yok hükmünde bir durum var. Önünüzde hasta yok, gelen kişi kim bilmiyorsunuz, hasta olduğunu iddia ettiği eşini tanımıyorsunuz, muayene etmemişsiniz, tanısını da tedavisini de siz düzenlememişsiniz. Aklınızda bu şekilde reçetelerin altına imza attığı için “sahte evrak düzenlemek suçu ile” yargılanan ceza alan arkadaşlarınız, diğer tarafta Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Tıbbî Deontoloji Tüzüğündeki “Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdanî ve Meslekî Kanaat’ına göre hareket eder. Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği tedaviye tayinde serbesttir” maddesi ile “Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” diyerek görmediği halde hastayı görmüş gibi reçete düzenlemeye hapis cezası öngören Türk Ceza kanunu var…
Amcaya durumu izah ediyor, bu şekilde bir işlem yapamayacağınızı, hastanın bir şekilde hekim tarafından görülmesi gerektiğini, bunun için ya hastayı getirmesi gerektiğini ya da hastayı evinde görüp tıbbi değerlendirmeyi yapmak konusunda yetkili ve görevli olan birimlere başvurmasını öneriyorsunuz. Aksi halde hem suç işlemiş olacağınızı hem de bu ilaçların kullanımı ile olabilecek tıbbi sorunlardan da hastayı koruyamayacağınızı belirtiyorsunuz. Ne var ki yaşlı adam inat eder, baskı uygular belki elindeki bastonu sallar belki Doktor Hanım’ın odasından çıkmamakta diretir ya da hoş olmayan bir iki söz söyler, az ya da çok bir şekilde doktorun işine devam etmesini önleyici eylemlerde bulunur. Belki bastonunu savurur hatta masanıza yumruk atar. Sözel ikna çabaları yetmeyince de Bakanlığın emirleri ile kurulmuş ve bu gibi durumlarda hekimin kişilerle direk muhatap olmasını önlemeyi hedefleyen Beyaz Kod uygulamasını başlatır ve ilgili mercileri arar. En yakın polis merkezinden görevli iki polis gelir ve yaşlı adamı odadan çıkarttırır, sonrasında da doktor hanım sıradaki hastalarına hizmet vermeye devam eder. Bu aşamadan itibaren yaşlı adamın hekim arkadaşımızla bir ilişkisi kalmamıştır. Kaldı ki aslında kendisi hasta olmadığı ve kendisi ile ilgili bir işlem için hekime başvuru yapmadığından öncesinde de bir ilişkisi olmamalı idi. Sonuç olarak hastanın bir yakını olarak başvuru yapan yaşlı adam polis nezaretinde odadan çıktıktan sonra oluşan olaylar doktor hanımın bilgisi, yetkisi ve sorumluluğunda değildir.
Ertesi gün doktor hanım sosyal medyada Sağlık Bakanının açıklamasını görür; Adı karışan hekim açığa alınmıştır.

Olayın açığa alınan hekim açısından tüm çıplaklığı ile görüntüsü budur. Bu durumdaki bir hekimin gerek sosyal medyada gerekse birçok basın organında ve maalesef ki Bakanlık düzeyinde suçlu gibi ya da en masumundan olayın müsebbiplerinden biri gibi gösterilmesi anlaşılır bir şey değildir. Vefat eden vatandaşımızın Yaşının kullanılarak verilen Beyaz Kod u hatalı bulmak bunun üzerinden doktora yüklenmek, yapmaması gereken bir işlemi yine kişinin yaşı kullanılarak “yapsa ne olurdu” diye doktorun en doğal tavrını eleştirmek bugün ve bundan sonraki sağlık teröristlerini cesaretlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Bizler çok arkadaşımızı kaybettik. Birçok arkadaşımız da yaralandı hakarete uğradı veya mesleği bıraktı. Bir hekimi yapması gerekenleri yaptığı için desteklemek, övmek arkasında durmak gerekirken onu eleştirmeye, karalamaya, hatta mesleğini yapamaz durumda bırakmaya hakkımız, hakkınız yok. Kamuoyunda sosyal medyada ve basında bu konuda yazılanlar çizilenler içinde sağlık terörünü öven, hakarete varan suç içerikli iletilerin de gereğini Cumhuriyet Savcılarının yapması gerekmektedir. Ortada sahte reçete yazan, sahte rapor veren, yanlış tedavi uygulayarak hastasına zarar veren biri değil tam tersine bunlardan imtina etmeye çalışan bir hekim var. Bu gün bu doğru tavra sahip çıkmayarak, yanlışı ödüllendiren, hepimizi doğru hekimlik yapmaya korkar hale getiren bir anlayışla karşı karşıyayız. Bizim asıl öfkemiz ve üzüntümüz bundan dolayıdır. Bizi doğru hekimlik yapmaya özendirmesi gereken Bakanlığımızın tavrınadır.
Bu anlamda bizler tüm baskılara rağmen mesleğimizi deontolojik değerlere uyarak, hukuk sınırları için ve vatandaşımızın yüksek sağlık çıkarlarını gözeterek, popülizmle hekimliği karıştırmadan yapmaya devam edeceğiz. Basında ve sosyal medyada yürütülen linç kampanyasına karşı hekim arkadaşımızı, iyi hekimliği, hukuku savunmaya devam edeceğiz. İyi hekimliği vicdanlarımızda açığa aldırmayacağız.

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü