1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
Vefat ve Başsağlığı: Dr. Erniz Aktuz
Sonraki haber
Cumhuriyet Balosu’na Davetlisiniz

Ekim ayı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de aynı dünyada olduğu gibi Ekim ayında meme kanserinde erken teşhisin önemini anlatabilmek ve farkındalık oluşturmak için çeşitli faaliyetler düzenlenmektedir.  Bu kapsamda 15 Ekim “Dünya Meme Sağlığı Günü” olarak kabul edilmiş ve 26 Ekim meme kanserini sembolize eden “Pembe Kurdele Takma Günü” olarak belirlenmiştir. Ayrıca daha önce temmuzda kutlanan, ama sonrasında yine meme kanserinde erken teşhisin önemini pekiştirebilmek için 13 Ekim tarihine alınan “NO BRA DAY” gibi etkinliklerle toplum meme kanseri konusunda bilinçlendirilmeye çalışılmaktadır.

Meme hücrelerinde başlayan kansere meme kanseri denir. Tüm cinsiyetler içerisinde Akciğer kanserinden sonra dünyada en sık ikinci kanser türüdür. Sadece kadınlar değerlendirildiğinde ise en sık kanser türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Her 11 dakikada 1 kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmekte ve her 3 dakikada bir kadın meme kanseri teşhisi almaktadır. Ancak İki cinsiyet de de görülebileceği unutulmamalıdır.

Meme kanseri erken teşhis edildiğinde tedavi şansı ve başarı oranı önemli ölçüde artar. Meme kanserini arttıran risk faktörlerinin bilinmesi ve öncelikli olarak risk faktörü mevcut kişilere düzenli taramalar yapılması hayati derecede önem arz etmektedir. Meme kanseri riskini arttıran faktörler şunlardır:
Kadın cinsiyete sahip olmak, 55 yaşın üzerinde olmak, akrabalarda meme kanseri öyküsü, 12 yaşından önce başlayan adet, 50 yaşından sonra devam eden adet, hiç gebe kalmamak, ilk gebeliğin 30 yaşından sonra olması, yoğun meme dokusuna sahip olmak, uzun süre radyasyona maruziyet, Alkol ve sigara tüketmek, gece çalışmak, obezite, sedanter yaşam, BRCA-1 ve BRCA-1 ve P-53 gen mutasyonuna sahip olmak.

Bu faktörler içinde değiştirilemeyecek faktörler olduğu gibi üzerinde kontrol sahibi olabileceğimiz faktörler de mevcuttur.

Meme kanserinin riskini azaltmak için yapılması gerekenler:

  • Alkol kullanımının azaltılması: Alkol ile meme kanseri, oral kavite, farinks, larinks, özofagus, karaciğer, kolon ve rektum kanseri arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Günde 10 gram alkol (1 kadeh şarap) alınması meme kanseri riskini %7-10 kadar artırmaktadır. Alınan alkol miktarı arttıkça meme kanseri riski de artmaktadır.
  • Şişmanlamamak: Menopozda yağ dokusu androjenlerin östrojene dönüşümünü sağladığı için, şişmanlık meme kanseri riskini artırmaktadır. Vücut-kitle indeksinin (kilogram olarak ağırlığın metre olarak boyun karesine oranı) 25 civarında tutulması özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanserinin önlenmesi için önemli bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Vücut kitle indeksinin 5 Kg/m2 artması meme kanseri riskini %18 kadar arttırmaktadır.
  • Egzersiz yapmak: Yapılan çalışmalarda düzenli olarak haftada 7 saat (günde 10.000-15.000 adım) egzersiz yapılmasının meme kanseri riskini %25-30 kadar azalttığı gösterilmektedir. Ayrıca, meme kanseri tanısı alan ve tedavi gören kadınlarda düzenli spor yapılması hastalığın tekrarını ciddi bir şekilde önlemektedir.
  • Süt verme (laktasyon): Çalışmalar toplam olarak 12 aydan daha uzun süre emzirmenin meme kanseri riskini azalttığını göstermektedir. Çalışmak zorunda olan kadınların, süt pompaları ile memelerini sağmalarını, sütü buzdolabında biriktirmelerini ve daha sonra bebeklerini beslemeleri önerilmektedir.
  • Stresten uzak durma: Bugün kadınlarımız, annelerine ve büyük annelerine göre daha fazla çalışmak ve yuvalarına daha fazla ekonomik katkı sağlamak zorundadırlar. Özellikle büyük şehirlerde trafik, güç yaşam koşulları onların daha fazla stres altında kalmalarına, anksiyete gelişmesine ve depresyona girmelerine neden olmaktadır. Yaşamlarında majör depresyon geçiren (anne-baba-çocuk kaybı, yaralanmalar, yangın, deprem vb.) kadınlarda daha fazla meme kanseri görülmektedir.

MEME KANSERİNDE ERKEN TEŞHİŞ HAYAT KURTARIR…!!!

Meme kanserinde tarama yaparken amaç tüm hastalık taramalarında olduğu gibi hızlı uygulanabilen testler ve muayenelerle hastalığın asemptomatik durumdayken ortaya çıkarılmasıdır. Özellikle meme kanserinde erken tanı, tedavi açısından yüksek avantaj sağlamakta ve mortaliteyi azaltmaktadır.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Dünya Sağlık Örgütü temsilcileri ile çalıştaylar yaparak toplum tabanlı organize tarama programları yapılmasına karar vermiş ve Ulusal Meme Kanseri Tarama Rehberi hazırlanmıştır. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı tarafından tüm illerimizde kurulmuş olan Kanser Erken Tanı ve Tarama Merkez’lerinde (KETEM) Mamografi ile ve yine tüm illerdeki Aile hekimliklerinde KKMM ve klinik meme muayeneleri uygulanarak, meme kanserinden ölümlerin azaltılması amaçlanmaktadır.

Meme kanserinde tarama yöntemi olarak, 20 yaşından itibaren ayda 1 kere kendi kendine muayene, yine 20 yaşından itibaren yılda 1 kere klinik muayene ve 40-69 yaş aralığında 2 yılda 1 kere mamografi önerilmektedir.

Unutmayalım ki meme kanseri farkındalığı sadece bir ayla sınırlı olmamalıdır. Hastalarımıza yaşam boyu sağlık bilinci aşılamak ve destek olmak, meme kanseri ile mücadelede önemli bir rol oynar. Her birimizin, hastalarımıza daha fazla yaşam şansı sunmak ve meme kanseri farkındalığını arttırmak için katkıda bulunma sorumluluğu vardır.

Dr. Salih Bağdadioğlu

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü