Yakın zamanda yayımlanacağı düşünülen yönetmelik taslağından bilgiler çeşitli platformlarda paylaşıldı. Öğrendiğimiz bilgiler doğrultusunda, tarafımızdan yapılan değerlendirme sonucunda;
Getirilmeye çalışılan sistemin içerisindeki sıkıntılı konuları özetlemek istedik;
1. Yönetmelikte ödemeye esas nüfusun düşürüldüğü, katsayıların bu nüfus azalışından dolayı oluşacak maddi kaybı karşılayacak şekilde değiştirilmediği ve hatta son 6 ay içerisinde başvurmayan “nüfus gruplarının” katsayılarının yarı yarıya azaltıldığı belirtilmiştir. Bu özetle hakediş kaleminin performans dışı “kazanılan ücret” kısmıdır. Ve bu kısmın her ne kadar ek ödemelerle tamamlanacağı düşünülse de bu düşüş “anayasaya aykırıdır.” Bu haliyle çıkması halinde ilgili madde dava edilecektir.
2. Ek ödeme kalemlerinden birisi olarak getirilmesi planlanan, hastaneye başvuru oranını düşürmek amacıyla getirilmesi planlanan maddede belirtilen “bir önceki yıla oranla” ibaresi, hastaneye başvurunun önünde bir engel olmadığı için hakkaniyetli bir ödeme kalemi olmayıp, aile hekimi bu oranı azaltsa bile “bir önceki yıla oranla” dendiği için azalttığı her sayı bu ödemeyi almasının önünde engel teşkil edecek, bir nevi başarı kademeli olarak ÖDEMEME olarak cezalandırılacaktır.
3. Hasta memnuniyeti ile akılcı ilaç kullanımı gibi bizim ülkemizde taban tabana zıt 2 olguyu 2 ayrı teşvik kalemi olarak eklemek ve hatta “hasta memnuniyeti” gibi bir tanım hekimliğin zaten doğasında olan kendisine başvuran kişiyi “iyileştirmek ve korumak” görevlerinin puantaja tabi tutulup ödeme kalemi olarak belirlenmesi bizler için bir utanç kalemi olup, “benim verdiğim vergilerle maaş alıyorsunuz” sözünün adeta bir atasözü olduğu ülkemizde bir tehdit kalemi olarak kullanılacak ve getirildiği takdirde mahkemeye verilecek maddelerden biridir.
4. Muayene teşvik sisteminin “DİĞER DEĞİŞKENLERE BAĞLI” olarak kurgulanması adalet duygusundan uzak bir uygulamadır. Bir hekimin bir hastasını sağlıklı bir değerlendirme yapabileceği süre bellidir. Kaldı ki “KRONİK HASTALIKLARI İZLEYELİM” felsefesine de aykırı ve aşağıdaki trajikomik matematik hesabına konu edilmemesi gereken çok önemli bir konudur. Burada amaç diğer ortalamalara bağlı skor üretmek olmamalı, sağlıklı ve yeterince süre verilen bir muayenenin tüm halkımıza ve hekimlerimize sağlanmasıdır.
5. Enflasyonist ortamda Cari ödeneklerde günümüz koşullarında ciddi bir iyileştirme beklerken, sadece “kira, tadilat, bakım, onarım” amacıyla bir kesinti yapılmasının planlanması fahiş kira artışlarına bir damla katkısı olması dışında beklentilerimizden çok uzak bir düzenleme olmuştur.
6. Yine bu kadar iş yükünün yüklenmesi planlanan aile hekiminin sözleşme feshi unutulmamış, en ufak ayrıntıda kendisine soruşturma açılan ve 657 uyarma cezasının çok kolay verildiği bir ortamda (hasta şikayetleri, yoğun poliklinik koşullardan yerine GETİRİLEMEYEN görevler, hekimin hatası olmayan soğuk zincir kırılmaları vs.) 6 ay destek ödemesi kesilmesiyle SÖZLEŞME FESHİ maddesi konulmuştur.
7. Ve yine tekrar ediyoruz: Hekimlik puantaj sistemine çevrilmemelidir. Sözleşmeler ve çalışma hakkı anayasal haktır. Bu haklar bu tarz puantaj sistemiyle “SÖZLEŞME YENİLEMEME” maddesi anayasaya aykırıdır. Bu madde de geçtiği takdirde tarafımızdan dava edilecektir.
İSTAHED Yönetim Kurulu