ST: iSTANBUL, AHE: AİLE HEKİMLİĞİ, D: DERNEĞİ
Sağlıkta dönüşüm yaşıyoruz. Biz de dönüşüyoruz. Eski 657’li devlet
memuru doktorlar derin uykudan uyanmaya başladılar. Eskiden beri
üzerlerindeki o devlet memurluğunun verdiği hantallık ve neme
lazımcılık, yerini “ne olacak bizin halimiz?” “ne olacak pul parası?” ”
cari gider yetecek mi? gibi uyanma devresine bıraktı. 2009 başından
beri mail grubunda yapmaya çalıştığımız farkındalık ve uyandırma
çalışmaları sonucunda kendimizi Aile Hekimliği uygulamasının ortasında
buluverdik. Bir çok il uygulamaya başladıktan uzunca bir süre sonra
dernek kurma çalışmalarına başlamış olmasına rağmen yine o illerdeki
arkadaşların önerileriyle uygulamadan 1.5 ay önce derneği kurmayı
başarabildik. Kuruyorduk, kurduyduk demesi 1.5 yıl sürdü. Resmi işlemler
1.5 ay sürdü. 1 Kasım’dan sonra tıpkı sel tufanına tutulmuş gibi olan
bizler de derneğin yapılanmasını tamamlamakta zorlandık.
Nasıl üye oluruz? diyenler. Formu nereye yollayacağız? diyenler.
Nasıl görev alırız? diyenler olduğu gibi, bu dernek de neyin nesi?
Nerden çıktı bu dernek? Kim bunlar? Niyetleri nedir? diyenler de oldu.
Gelin görün ki, biz derdimizi anlatana kadar, yasalar çıktı,
yönetmelikler çıktı, uygulama başladı, bir sürü tutarsızlıklar yaşandı,
yeniden düzenlemeler başladı, kaygılar hat safhaya geldi, doktor eksik,
hemşire eksik, yöneticiler eksik, hastaların sabırları eksik derken,
zaman su gibi geçmeye ve imtihanın daha da şiddetlenmeye başlayacağı
performans uygulama zamanı da geldi çattı. İki ay kaldı. Eğer
eksiklerimizi tamamlamaz ve hazırlığımızı şimdiden yapmaz isek, işte o
zaman görün bakın neler olacak? Tersi de geçerli. Tedbirimizi alırsak
hiç bir şey olmayacak. Peki bunu nasıl başaracağız? Elbette bilgilendime
toplantıları ve iletişim ağlarımızla.
Şimdiye kadar hep sıkıntılar konuşuldu, paylaşıldı, çözümler arandı,
bulan buldu, bulamayan gitti derken epeyce bir yol katedildi. Ancak
konuşulan bir çok mevzunun hala olasılıklardan ibaret olduğunu, bir süre
sonra bu olasılıkların gerçeğe dönüşeceğini ön görmek hiç de zor değil.
Belki de bazı konuşulanlar sadece hayal. Ama hiç hesapta olmayan
tehlikeler de var. Bir gebeyi tespit edememenin para cezasının kaç TL ve
kaç ceza puanı olduğunu bilmeyen var mı? Bilen var mı?
Gelin İstanbul’a kuş bakışı bir bakalım. Bakanlık bir taraftan,
müdürlük bir taraftan, TSM ler öbür taraftan ve ASM ‘ler diğer taraftan
hummalı bir çalışma içindeler. Şöyle olacak böyle olacak deniyor ama
şimdilik bir şey olduğu yok. Bir süre sonra olacağı muhakkak. Dananın
kuyruğunu zorlayıp duruyoruz ve bir gün gelecek kopacak.
Burada mühim olan ferd olarak Aile Hekimi ne yapıyor onu tespit
etmek. Aile Hekimi de dönüştü mü yoksa hala eski Sağlık Ocağı doktoru
mu? Ya da hala başhekim mi? Müdür mü? Grup Başkanı mı? 112 ‘de nöbet mi
tutuyor? Yoksa belediyede cenaze mi gömüyor? her şeyden önemlisi aklı
nerede? Fikri nerede? Ne düşünüyor? Ne söylemek istiyor? Neyi konuşmak
ve neyi değiştirmek istiyor? Sesini duyurabiliyormu? Onu dinleyen var
mı? Yoksa 3500 doktorun arasında kaynayıp gidiyormu? Konuşsa dinlerler
mi? Acaba onu dikkate alırlar mı? Canla başla çalıştığı halde sırf bazı
şeylere dikkat etmediği veya imkansızlıklardan dolayı ya da duymadığı ve
haberdar olmadığı için cezaydı, puandı derken kendisini TSM’de mi
bulacak? Hatta eski acil servisine istese de gidemeyecek mi? Bu gebeleri
nasıl tespit edecek? Evlere nasıl gidecek? Gitmeli mi? Nedir bu
performans? Kaç paradır? Uzatmaya gerek var mı? Bu Aile Hekimi derdini
kime nasıl anlatacak?
Arkadaşlar İSTAHED’i hep beraber kurduk. Lütfen içini de hep beraber
dolduralım. STK nın önemini herkes biliyor. Artık biz eski pozisyonlarda
değiliz. Bizim de konuşmak ve fikrimizi beyan etmek hatta hakkımızı
aramak ihtiyacımız var. Zira öyle bir dönemdeyiz ki, adeta kanunlar ve
yönetmelikler yeniden yazılıyor ve formatlanıyor. Tam bir iki gen veya
aminoasit implante etmenin tam zamanıdır. Yarın çok geç olacak. “Ben
dediydim” demek yerine “Ben çalışma grubu olurturup rapor sunmuştum”
deme fırsatın var. Daha önce de bir kaç ifade ettiğim gibi bize elbise
biçiliyor. Uyması için elbiseyi giyenlerin fikri sorulmazmı? Dar mı
geliyor? Bol mu geliyor? Uzun veya kısa gelen bir yeri var mı? Eğer sen
yaşadığın sıkıntıyı lisan-ı münasiple duyurmaz isen nerden bilecekler?
Halk tabiriyle ağlamayana neden mama versinler?
Yoksa “Allah devletimize zeval vermesin, biz ondan daha mı iyi
bileceğiz?” diyerek bize ne dikilirse giyecek miyiz? Kol kırılır yen
içinde kalır diyerek bütün sıkıntıları örtpas edip gübürleri halı altına
mı atacağız? Aman boş ver ne işin var? Yapabildiğini yap, yapamazsak
inceldiği yerden kopar mı diyeceğiz? Ya da ne yaparsak yapalım zaten bir
şey değişmez mi diyelim? Elimize bir sürü fırsatlar geçmiş. Yeni
bölgeler gitmişiz, yeni hastalarla tanışıyoruz. Hazır sistem
yenileniyorken eski alışkanlıklarımızı ve hastaların yanlış
alışkanlıklarını değiştirme, düzeltme yeniden formulize etme fırsatı
yakalamışız.
Bakınız, başlamak bitirmenin yarısıdır demiş atalarımız. Hem Aile
Hekimliğine hem de sivil platform olan dernekçiliğe başladık. Kusura
bakmayın ama anca beraber, kanca beraber. Aferin arkadaşlar iyi
gidiyorsunuz, gönlümüz sizinle, sizi kim tutar?, biz yoğunuz, benim
çocuk var, benim mazeretim var gibi bahaneleri kabul etmiyoruz.
Sorumluluğu sadece bir kısım arkadaşlara atmayalım. İstanbul hepimizi,
sistem hepimizin ve hepimiz doktoruz. Bizim yeminimiz var.
Her işte olduğu gibi bu sistemde de giriş, gelişme ve sonuç kısmı
olacaktır elbette. Aynı şekilde dernekler de değişim yaşayacaklar. Belki
bu günlerde yoğunlaştığımız konularla bir yıl sonra uğraşacağımız
konular aynı olmayacak. Ama idame dozunda bir hizmetimiz mutlaka
olacaktır. Hiç olmazsa gelişmeler hakkında bilgilenme, rutin giderler ve
sarf malzemelerinden tutunuz, yeni tıbbi bilgi paylaşımına kadar bir
çok konuda misyonu olmasını beklediğimiz dernekte her ilçeden destek
beklemekteyiz. Hiç bir şey yapmasak, İstanbul’daki hekimlerin birliğini
sağlarız. Her ilçede her bölgede mekanlarımız olur.
İSTAHED bütün İstanbul Aile Hekimlerini taşıyan bir gemi gibidir.
Bizler onun tayfalarıyız. Güvertede veya kamarlarda kimlerin olduğu
değil, geminin nereye bdoğru gittiği çok önemlidir ve gemiye bütün
doktorların binmesi ve gemiye yön vermeleri çok önemlidir. Üyelik
işlemlerimiz devam ediyor. İlçeler birlik kuruyorlar. İSTAHED’e üye
oluıyorlar. 12 Mart’ta seçim var. 5 Mart’ta birliğimizi sembol edecek
olan bir toplantımız var. Katılınız.
Bazen insanların önüne fırsatlar çıkar ama insan bazen gaflette
bulunup o fırsatı değerlendiremeyebilir. Artık keşke bir derneğimiz
olsaydı, keşke benim de derdimi anlatabileceğim bir platformum olsaydı,
avukatların, mühendislerin hatta sakatatçıların bile bir derneği var
bizim niye yok demenize gerek yok. Biz kurduk, ilk ivmeyi verdik ve tek
tip görüşü değil bütün görüşleri temsil eden gerçek bir sivil toplum
kuruluşu olabilmesi için mücadele verdik. Artık görevin geri kalan
kısmı sizlerdedir. Sizler bu gemiye binmezseniz bu gemi su alır, sağa
sola çarpar, yara alır, yetim kalır, öksüz kalır. Siz siz olun bu
fırsatı kaçırmayın.
5 Mart Cumartesi Maslak Sheraton’da kısa konuşabilmek adına bir giriş yapmış oldum.
Saygılarımla…
Dr.Turgut ÖZCAN