İŞE
GİRİŞ RAPORU VE AİLE HEKİMİ
Yasayla,
yönetmelikle, sözleşmelerle işyeri hekimlerinin görev ve
yetkileri, işverenin sorumlulukları bu güne kadar olmadığı
kadar net olarak belirlenmişken birileri el ele vermiş biz aile
hekimlerinin işe giriş raporları vermesini tartışmaya açıyor.
Herkes işe giriş raporlarını işyeri hekimlerinin vermesi
gerektiği konusunda mutabık ama işyeri hekimi çalıştırmayan
kamu kurumları ve 50 den az işçi çalıştıran az tehlikeli
işyerlerinde işe başlayacakların işe giriş raporlarını, 2014
ün 6. Ayına kadar kimin vereceğini tartışmaktayız. Aile
hekimlerinin işe giriş raporlarını vermeleri gerektiğini iddia
edenler, kamu kurumları ve 50 den az işçi çalıştıran
işyerlerine 6331 sayılı yasanın 2014 haziran ayından itibaren
işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu getirdiğini, bu nedenle
işyeri hekimi çalıştırmayan işyerlerinin işe eleman alırken
sıkıntı yaşamaması için bu boşluğu aile hekimlerinin
doldurması gerektiğini söylemekteler. Ancak işyeri hekimi
çalıştırma zorunluluğu kanunun 6 maddesinde iş sağlığı ve
güvenliği hizmetleri başlığı altında düzenlenirken, işe
giriş raporları ve periyodik muayeneler sağlık gözetimi başlığı
altında 15. Maddede düzenlenmiştir. İşyeri hekimi çalışma
zorunluluğu yukarıda bahsedilen işyerleri için 2014 Haziran ayına
kadar ertelenmiş iken (geçici 38. Madde ile), kanun koyucu
işverenin çalıştırdığı/çalıştıracağı işçinin sağlık
gözetimini yaptırmasını ertelememiş, 2013 yılının 1. Ayından
itibaren işverene bu yükümlülüğü getirmiştir. Yürürlükte
olan yönetmelikler, kamu kurumlarının, 50 den az işçi
çalıştıran işyerlerinin veya işyeri hekimi çalıştırmayan
işyerlerinin -yalnız işe giriş muayenelerini kapsayan sınırlı
bir sözleşmeyle- Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri nden
(OSB) hizmet almalarına engel değildir. 2014 yılına kadar
işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu olmayan işyerleri ne
yapsın? Buralarda çalışacak işçiler mağdur oluyor bu boşluğu
aile hekimleri doldurmalıdır diyenlere verilecek cevabımız;
işveren yasa gereği maliyeti ve sorumluluğu yüklenip, bir OSB ile
anlaşma yapsın ve işe giriş raporlarını oradan alsın
olacaktır.
6331
sayılı yasanın 15 maddesini tekrar irdelersek aile hekimlerine
yıkılmak istenen görev yalnız işe giriş muayeneleri değildir.
İş değişikliğinde rapor almak gerekmektedir, işin tehlike
sınıfına göre 6 ayda bir veya yılda bir işverenin yaptırması
gereken periyodik muayenelerin de aile hekimi tarafından yapılması
istenmektedir. Aile hekimleri haklı olarak, biz işçinin ne işte
çalışacağını, çalıştığı işyerinin hangi tehlike
sınıfında olduğunu, çalışan sayının kaç kişi olduğunu
nereden bileceğiz? Diye sormaktadır. Tek başına bu sorular bile
işçilerin sağlık gözetiminin aile hekimleri tarafından
verilmesinin hayatın doğal akışıyla bağdaşmadığının en
somut ifadesidir.
6331
sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasasının hangi amaçla,
nasıl çıkarıldığına TBMM tutanaklarından baktığımızda;
“Tasarı ve Teklifin temel amacı, iş sağlığı ve
güvenliği hakkının taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalarla
(155 ve 161 sayılı İLO SÖZLEŞMELERİ ve EEC 89/391 SAYILI
DİREKTİFİ) uyumlu olarak düzenlenmesidir.” , “benimsenen iş
sağlığı ve güvenliğini sağlamada sürekli iyileşme ve önleme
politikasının oluşturulması, çalışanların yönetime katılımı,
çalışanların ve temsilcilerinin eğitimi konularında düzeltici
yaklaşım esas alınarak hazırlanan Tasarıda, çalışanların
işle ilgili sağlık ve güvenliklerini sağlamak, işverenin asli
yükümlülüğü olarak düzenlenmiştir.” denmektedir.
Çalışma bakanlığının kendi web sayfasında
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/csgb.portal?page=slogan&id=isggm_icp1)
155 ve 161 sayılı İLO sözleşmelerine uyumu sağlamak, iş
kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek amacıyla yasanın
hazırlandığını yazılmıştır.Yasanın amacını açıklarken
atıf yapılan İLO sözleşmeleri ve EEC direktifi iş sağlığıyla
ilgili önlemleri işverenin görevleri arasında saymıştır.
89/391 sayılı EEC direktifinde işveren, işçilerin sağlık
gözetimini sağlamak, sağlığını belirli aralıklarla izlemek,
kaza ve meslek hastalıklarından korumak için gerekli önlemleri
almakla yükümlüdür, işçi çalıştırılacağı işe uygun
yetenek ve nitelikte olmalıdır demektedir. 155 sayılı İLO
sözleşmesinin 5-b maddesinde: İşin maddi unsurları ile işi
yapan veya nezaret eden kişiler arasındaki ilişkiler ve makine
teçhizat, çalışma süresi, işin düzenlenmesi ve iş usullerinin
işçilerin fiziksel ve zihinsel kapasitelerine uyarlanması
gerektiği, 161 sayılı İLO sözleşmesinin 5. maddesinde;
İş ile ilişkisi bakımından, işçilerin sağlığının
gözetimi,
İşin işçiye uygunluğunun
geliştirilmesi, Sağlık üniteleri, kantinler, yatakhaneler ve
işveren tarafından bu tür hizmetlerin sunulduğu yerler dahil
olmak üzere, işçinin sağlığını etkileyebilecek çalışma
ortamında ve iş uygulamalarındaki faktörlerin gözetimi
işverenin görevleri ve yükümlülükleri arasında sayılmaktadır.
Aile
hekimi versin/verebilir denilen işe giriş muayenesi ve periyodik
sağlık kontrolleri yasanın ve onun gerekçelerinde yer alan
uluslar arası sözleşmelere göre:
-
İşçinin fiziksel
ruhsal ve sosyal özelliklerine göre çalıştırılacağı işe,
işin işçiye uygunluğunu değerlendirmeye yöneliktir -
Profesyonel bir
hizmet olmalıdır. Bu alanın profesyonelleri tarafından
düzenlenmelidir. Yani iş sağlığı nosyonu olan, işyerini ve
işi tanıyan, analiz edebilen işyeri hekimi tarafından
düzenlenmelidir. -
Bu hizmeti sağlamak
işverenin görev ve sorumluluğudur.
Aile
hekimleri işe giriş ve periyodik muayene raporlarını düzenlesin
demek en baştan yasanın amaç ve gerekçelerini inkâr etmektir.
Temel sorun şudur, sağlık işgücü planlaması yapılmadan yasa
çıkarılmıştır. Beş yıldır iş sağlığı ve iş
güvenliğiyle ilgili yönetmelik, tüzük ve idari düzenlemeler
yasal düzenleme tamamlanmadığı için muğlâk bırakılmıştır.
Önce yönetmelikler çıkarılmış, yasa (6331 sayılı yasa)
sonra çıkarılmıştır.
İnsan olarak, hekim
olarak, aile hekimi olarak, bireylerin ve toplumun sağlığını
korumak gözetmek görevimiz ve sorumluluğumuz ise, işçilerin
sağlık gözetimini bilimsel gerçekler ve etik değerler üzerinden
de tartışmalıyız. Yasanın amacı ve işe giriş muayenesinin
anlamı yukarıda özetlendi. Bilmediğimiz işin, görmediğimiz
işyerinin çalıştıracağı işçiye bu işçi çalışabilir diye
rapor vermeli miyiz? Amacına hizmet etmeyecek bir işlemi
formaliteyi tamamlayalım diye görev edinip yapacak mıyız?
Görevimiz hekimlik mi, evrak tasdik memurluğu mu? İyi
hekimlik bu mu? Yasanın yanından dolanmak isteyenlere destek mi
olacağız, yoksa vatandaşlık bilinciyle mi hareket edeceğiz?
Mehmet Şükrü Gökalpay