İlki 3 gün, ikincisi 5 gün olmak üzere iş bırakmalarımızı geride bıraktık. 5 günlük grevin ardından bu hafta ASM’lere döndük.Fakat akıllarda hep aynı soru var: Şimdi sırada ne var?
2-6 Aralık 2024 iş bırakma eylemleri oldukça etkili olmuştur. Bunu basın yayın organlarındaki bakanlık çabalarından, Bakanımızın ASM ziyaretlerinden rahatlıkla anlıyoruz.
Yönetmelik geri çekilene kadar iş bırakma eylemlerimize devamın gündemimizde olduğunu bir daha bildiriyoruz. Yakın zamanda sahada bulunan tüm STK’larla görüşmeler sonucu ortak kararla iş bırakma eylemlerimizin detaylarını da açıklayacağız.
Bu arada her şey normal gibi mesaiye başlamak imkanlı değildir. Bu eziyet yönetmeliğini geri çektirmek için hem kısa hem uzun vadede yanlış olan sistemi zorlayacak uygulamaları beraber yapmalıyız. Bu uygulamalar neler?
1. RANDEVUSUZ HASTA BAKMAYALIM!
Bakanlığın bu yönetmelik ile bizlere dayattığı sözde 3500’e düşmüş nüfuslarımızla, her gün yaptığımız poliklinik yüküne rağmen bir sürü daha şey yapalım ki maaşımız düşmesin, belki biraz artsın!
Bu süreçte görülmüştür ki , sayımız tüm hekim sayısının 1/6 ‘sı olmasına rağmen tüm poliklinik hizmetlerinin yarısını yapıyor olmak, kendimizi bu derece insanlık dışı zorluyor olmanın bakanlık için herhangi bir değeri yoktur.
Üstelik bakanlık yetkilileri bu yönetmelik ile ilgili yaptığı algı yönetiminde hep rakamlar ve Avrupa örneklerini verdi kaliteli hizmet için. Madem öyle biz de bu örnekleri gerçekleştirelim.
O zaman biz de randevusuz çalışmayacağız. Madem koruyucu sağlık hizmeti vermemiz gerekiyor, o zaman hakkıyla verelim, bakanlığın istediği gibi göstermelik değil. Yüz kere anlattık bu nüfuslarla bu poliklinik yüküyle bu izlemler mümkün değil diye;anlaşılamadık o zaman nasıl olması gerektiğini gösterelim. Hastalarımıza kaliteli vakit ayrılalım, aile bireylerini sorgulayalım. Hem onlar için hem aile bireyleri için gerekli takip, izlem bilgilendirmelerini yapalım.
Meslektaşlarımızdan beklentimiz randevusuz çalışanlar kesinlikle randevu açsın, zaten randevulu çalışanlar randevu sürelerini uzatsın. 10 dk ise 15 dk,15 dk ise 20 dk gibi. Özellikle yeni başlayan meslektaşlarımız için başlangıçta zorlayıcı olma ihtimalinin farkındayız ama uzun vadede başarılı olmak için bunu yapmak çok önemlidir.
2.EVLİLİK,ASKERLİK VE İSTİRAHAT RAPORU DIŞINDA RAPOR VERMEYELİM!
Sağlık raporları hizmeti bir koruyucu sağlık hizmeti değildir, bir bilirkişilik hizmetidir. Bizleri “alt tarafı bir imza” ya indirgeyen bakanlık, “alt tarafı bir imza” olmadığını yıllardır yaşanan risklerle bilen bizlerin bir gecede çıkardığı, parasının nereye,kimlere gideceği muamma olan ücretli rapor sistemi ile çözeceğine inanıyor. Üstelik aile hekimlerinin para karşılığı imzasını kolay kullanacağı ve bunu bir iyilik olduğu imasını yaparak. Oysa bizler biliyoruz ki bu uygulama bizi vatandaşın önüne atmak , sevk gerektiren durumlarda “Parasını ödedim vereceksinlerle ” başlayacak şiddetin yolunu açacaktır. Bu pasif eylem bakanlığın gereksiz raporların istenmesi konusunda harekete geçirecek, mevzuatı bulunan raporlar içinde uygun merkezlerin açıklamasını sağlayacaktır. Bizlerin de iş yükünü azaltacaktır.
3.SİSTEMİMİZDEN KORUYUCU SAĞLIK İZLEMLERİ VE TAKİPLERİ YAPALIM, HYP SİSTEMİNE GİRMEYELİM!
Biz aile hekimlerinin en temel görevlerinden biri koruyucu hekimliktir ki biz zaten Avrupa standartları üzerinde yapıyoruz. HYP sistemi dayatması başladığından beri bu nüfus oranları ile , bu derece iş yükü altında, bu kadar poliklinik hizmeti verirken HYP’nin istenilen oranda yapmanın imkansız olduğunu defalarca anlattık, bilimsel yayın ile kanıtladık. Ve en başından beri soruyoruz: Biz bu izlemleri neden kendi sistemlerimize girmiyoruz?
Hastalarımızın verilerini sadece kendi sistemimize kaydedelim, hastalarımızın kvkk haklarını korumuş olalım. Değerli arkadaşlar, Bakanlığın geçen hafta yaptığı yönetmeliğin güzelliğine dair yaptığı algı neydi ? “4 milyon vatandaşımıza Kronik Hastalık Takibi yapıldı” Bu yönetmeliğin en temel hedefinin Hyp sistemine veri girişi yapılması olduğunu hepimiz eminiz ki çok iyi anlıyoruz, hedefin asla hakkıyla kronik hastalık takibi olmadığını kapalı kapılar ardında, zoom toplantıları üzerinde yapılan konuşmalardan biliyoruz. HYP’leri bize bir kayıpların yerine konması, ücretimiz artması olarak gösterip, 15 Aralık’ta yaptırılacak hak endişelerin göz boyama için yeterli artış sağlamamış olması geriye dönük olarak işlem hedeflerinin bir günde azaltılması bir kez göstermiştir ki aslında hedef bilimsel olarak ilerlemek değil bir şekilde yaptırmaktır. Bu teşvik kriterinin bir hakkıyla yapan bir kısım meslektaşımızın ücretlerinde bir miktar artış yapacağının farkındayız. Şunu lütfen gözden kaçırmayalım, teşvik olarak gösterilen bu uygulamanın aslında 0.9 katsayı uygulaması hali hazırda orada durmaktadır. Bu iş yoğunluğunda yapamayacak olanlarımızın, şu an yapılabilir ama uzun vadede vatandaş ulaşma konusunda sorun yaşayacaklarımızın bu negatif performanstan kurtulması için şimdi kontrolü elimizde tutmamız önemlidir.
Unutmayalım:
Ne kanunda ne de yönetmeliklerde kronik hastalık takiplerinin HYP sistemine girilmesine dair bir madde yoktur.
Yüz yüze görmediğimiz, uygun zaman ayırmadığımız ve doğru verileri ölçmediğimiz her HYP, ileride malpraktis ve evrakta sahtecilik soruşturmalarına yol açabilir.
4.BORDROLARIN YAYINLANMASI İLE İTİRAZ DİLEKÇELERİMİZİ DYS VE CİMER ÜZERİNDEN İLETELİM!
Bu yönetmeliğin en sorunlu yerlerinden biri şudur ki,bize büyük iyilik olarak gösterilen teşvik kriterlerinin bazılarının herhangi bir kontrol edebileceğimiz bir alan olmamasıdır. Hastalarımızın bir önceki yıla göre hastaneye ne kadar gittiğinin oranı neden bir çok meslektaşımızda ondalık sayılarla artırmıştır? Neden 7 sayısı asla şu anki verilerden bu derece uzak olmasına rağmen oradadır? Ve nasıl vatandaşa sorumluluk vermeden, sevk sistemini getirmeden hastaneye başvuru oranlarının düşürülmesi beklenmektedir.Ya da çok övülen belli ilaçları içeren reçete oranlarının düşürülmesi için yapılan uygulamada il ortalaması nerede yayınlanmaktadır? Ya kalite için yapıldığı iddia edilen ama bizi bu konuda yeterli değerlendirme bilgisi olmayan vatandaşa hadsizce puanlatan hasta memnuniyeti anketlerinde hangi subjektif/objektif sorular soruluyor ve soran kişiler tarafından vatandaşların nasıl yönlendirildiğini biliyor muyuz? Bunlar ve buna benzer bir çok bilinmezi olan bu ortamda hak edişlerimizin doğru bir şekilde hesaplandığına emin olmamız imkansızdır. Ayrıca kriterlerin sağlanılmadığı alınamayacak ama maliyeden alınmış bütçenin hangi havuzda birikeceği de kafa karıştırıcıdır. Bu nedenle yayınlayacağız dilekçeyi takip edip , gerekli yerlere iletmenizi rica ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, son yapılan HYP yapılması gereken işlem sayılarının azaltılması, son 6 ayda gelmeyen hasta katsayısılarının yarıya indirilmesinin uygulama sürecinin uzun vadeye yayılacak olacağı imaları, Bakanımızın kendi ağzından çıkan “3-4 ay sonra herşey oturacak” cümleleri gösteriyor ki , bu yönetmelikle ilgili bizim tepkimizi bizim itirazlarımızı yavaştan soğutarak uzun vadede bizlerin itinarımızı zedeleyen,özlük hak ve mali kayıplara neden olan bu yönetmeliği dayatarak kabul ettireceklerine inanıyorlar.
Bizler aklımızı kullanmalı, mesleğimize sahip çıkmalı, uzun vadede aile hekimliğinin yapılabilir olmasını sağlamalıyız. Şimdi herşeyin başında haftalardır uyguladığımız güçlü birlik ve dirençli durumuzu korumayalıyız..
Birliğimiz En Büyük Gücümüzdür!