Çocuklarda Soğuk Algınlığı

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
Asm’de Aciller Sempozyumu’na Davet
Sonraki haber
İSTAHED Hukuk Paneli’ne Davetlisiniz

Çocuklarda soğuk algınlığının yönetimi ve önlenmesinin ele alındığı bu çalışma 1.basamak aile hekimlerine katkı sunmak ve güncel bilgileri sizlerle paylaşmak için çevrilmiştir. Makalenin içeriği soğuk algınlığında bakıcı eğitimi, semptomatik tedavi, kalıcı semptomlar ve kanıtlanmış tedaviler hakkında bilgi ve araştırmalardan oluşmaktadır.

Makale Diane E. PAPPAS tarafından 2023 yılında çocuklarda soğuk algınlığı yönetimi ve önlemesinin ele alınması amacıyla yazılmıştır. Bu makalede çocuklarda ve yetişkinlerde soğuk algınlığı epidemiyolojisi, klinik özellikleri ve tanısı ayrı ayrı ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

GİRİŞ
Soğuk algınlığı, değişken derecelerde hapşırma, burun tıkanıklığı ve akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük, düşük dereceli ateş, baş ağrısı ve halsizlik ile karakterize, üst solunum yollarının akut, kendi kendini sınırlayan viral bir enfeksiyonudur.

Burada çocuklarda soğuk algınlığının yönetimi ve önlenmesi ele alınacaktır. Çocuklarda soğuk algınlığı ve yetişkinlerde soğuk algınlığının epidemiyolojisi, klinik özellikleri ve tanısı ayrı ayrı ele alınmaktadır.

 

BAKICI EĞİTİMİ

Soğuk algınlığı genellikle rinovirüslerin neden olduğu hafif ve kendi kendini sınırlayan viral bir hastalıktır. Bakıcı eğitimi yönetimin temel dayanağıdır ve Amerikan Pediatri Akademisi, Birleşik Krallık Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü ve çocuklarda öksürüğün değerlendirilmesi ve yönetimi için İngiliz Toraks Derneği kılavuzları tarafından önerilmektedir.

İnfluenza virüsü haricinde soğuk algınlığına neden olan virüsler için antiviral tedavi mevcut değildir.         İnfluenzanın   klinik özellikler ve antiviral ajanlarla influenza tedavisi ayrıca tartışılmaktadır.

 

Beklenen hastalık seyri – Bebeklerde ve küçük çocuklarda soğuk algınlığı semptomları genellikle hastalığın 2 ila 3. gününde zirve yapar ve ardından 10 ila 14 gün içinde kademeli olarak iyileşir.

 

Öksürük çocukların küçük bir kısmında devam edebilir ancak üç ila dört hafta içinde düzenli olarak düzelmelidir. Daha büyük çocuklarda ve ergenlerde semptomlar genellikle beş ila yedi gün içinde düzelir (altta yatan akciğer hastalığı olanlarda veya sigara içenlerde daha uzun süre).
Yeniden değerlendirme endikasyonları – Semptomlar kötüleşirse (örneğin, nefes almada veya yutkunmada zorluk, yüksek ateş) veya beklenen süreyi aşarsa yeniden değerlendirme gerekebilir.

Kötüleşen veya inatçı semptomlar (örn. inatçı öksürük) komplikasyonların geliştiğini veya soğuk algınlığı dışında bir tanının (örn. akut bakteriyel sinüzit, pnömoni, boğmaca) düşünülmesi gerektiğini gösterebilir.

Destekleyici bakım – Soğuk algınlığı olan çocuklar için ilk basamak tedavi olarak genellikle aşağıdaki müdahalelerden birini veya bir kombinasyonunu öneriyoruz. Bu müdahalelerin çoğu randomize çalışmalarda incelenmemiş olsa da, nispeten ucuzdur ve zararlı olma olasılığı düşüktü.

●    Yeterli hidrasyonun sürdürülmesi – Yeterli hidrasyonun sürdürülmesi, sekresyonların incelmesine ve solunum mukozasının yatıştırılmasına yardımcı olabilir.
●    Ilık sıvıların yutulması – Ilık sıvıların (örneğin çay, tavuk çorbası) yutulması solunum mukozası üzerinde yatıştırıcı bir etkiye sahip olabilir, nazal mukus akışını artırabilir ve solunum sekresyonlarını gevşeterek çıkarılmasını kolaylaştırabilir. Isıtılmış sıvılar bebeğin veya çocuğun yaşına uygun olmalıdır.
●    Topikal salin- Topikal salin faydalı olabilir, ucuzdur ve zararlı olması veya iyileşmeyi engellemesi olası değildir. Burun boşluğuna serum fizyolojik uygulanması, rahatsız edici burun salgılarını geçici olarak giderebilir, mukosiliyer klirensi iyileştirebilir ve vazokonstriksiyona (dekonjesyon) yol açabilir. Yan etkiler mukozal tahriş veya burun kanamasını içerebilir.
Bebeklerde topical salin, salin burun damlaları ve bir ampul şırınga ile uygulanır.
Daha büyük çocuklarda, tuzlu burun spreyi veya tuzlu burun irrigasyonu
(örneğin, sıkma şişesi, neti pot veya nazal duş) kullanılabilir. Salin irrigantların steril veya şişelenmiş sudan hazırlanması önemlidir; amebik ensefalit ile ilişkili vakalar musluk suyundan hazırlanan nazal irrigasyon bildirilmiştir.

Bu durum için Hastalık Kontrol Önleme Merkezi nazal irrigasyon için güvenli yöntemler hakkında bilgi vermektedir.
Beş randomize çalışmanın (544 çocuk ve 205 yetişkin dahil) 2015 yılında yapılan sistematik bir incelemesi, nazal salin irrigasyonunun üst solunum yolu enfeksiyonu semptomlarını hafifletmede faydalı olabileceği sonucuna varmıştır. Farklı sonuç ölçümleri, sonuçların bir havuzda toplanmasını engellemiştir. En büyük çalışmada, nazal salin irrigasyonu semptomları mütevazı bir şekilde iyileştirmiş, diğer tedavilerin kullanımını azaltmış, semptomların tekrarını azaltmış ve okul devamsızlığını azaltmıştır.

●    Nemlendirilmiş hava – Soğuk buharlı nemlendirici/vaporizatör, nazal sekresyonları gevşetmek için havaya nem ekleyebilir, ancak bu tedavi iyi çalışılmamıştır. Enfeksiyon veya inhalasyon hasarı riskini en aza indirmek için soğuk buhar nemlendiricileri kullanan bakıcılara her kullanımdan sonra nemlendiriciyi üreticinin talimatlarına göre temizlemelerini tavsiye etmek önemlidir.
Soğuk algınlığı olan çocuklarda nazal semptomların tedavisi için buhar veya ısıtılmış nemli hava solunmasını önermiyoruz. Isıtılmış nemlendirilmiş hava veya buharın solunması semptomları azaltmaz ve yanıklara neden olabilir.
Isıtılmış nemlendirilmiş havanın solunmasının soğuk algınlığı semptomları üzerindeki etkilerini değerlendiren altı randomize çalışmanın (387 katılımcı) 2017 sistematik incelemesi, faydaların tutarsız olduğunu ortaya koymuştur. Sistematik incelemeye dahil edilmeyen 899 hastayı (≥3 yaş) içeren randomize bir çalışma, buhar inhalasyonu kullanma tavsiyesinin akut solunum yolu enfeksiyonu semptomlarını azaltmadığını bulmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü, öksürük veya soğuk algınlığı tedavisinde ne ısıtılmış buhar ne de soğuk buhar tedavisinin teşvik edilmemesini önermektedir.

Reçetesiz satılan ilaçlar – Çocuklarda soğuk algınlığının semptomatik olarak giderilmesine yönelik reçetesiz satılan (OTC) ürünler antihistaminikler, dekonjestanlar, öksürük kesiciler, balgam söktürücüler, mukolitikler, ateş düşürücüler/analjezikler ve bu ilaçların kombinasyonlarını içerir.

●    6 yaşından küçük çocuklar – Antipiretikler/analjezikler dışında, 6 yaşından küçük çocuklarda soğuk algınlığı için reçetesiz satılan ilaçlardan kaçınılmalıdır.

●    6 ila 12 yaş – Ateş düşürücüler/analjezikler dışında, 6 ila 12 yaş arası çocuklarda soğuk algınlığı için reçetesiz ilaç kullanılmamasını öneriyoruz.

●    ≥12 yaş ergenler – Reçetesiz satılan dekonjestanlar ≥12 yaş ergenlerde nazal semptomlarda semptomatik rahatlama sağlayabilir.
Randomize çalışmalarda, sistematik incelemelerde ve meta-analizlerde, reçetesiz satılan ilaçların çocuklarda plasebodan daha iyi sonuç verdiği kanıtlanmamıştır ve ciddi yan etkileri olabilir. OTC öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları iki yaşından küçük çocuklarda ölümcül doz aşımı ile ilişkilendirilmiştir. Metabolizma, klirens ve ilaç etkileri yaşa göre değişebileceğinden, reçetesiz satılan ilaçlar küçük çocuklarda daha fazla toksisite potansiyeline sahiptir. Çocuklar için güvenli dozaj önerileri oluşturulmamıştır.
Eğer bakıcılar 6 yaşından büyük çocuklarda soğuk algınlığını tedavi etmek için reçetesiz satılan ilaçları kullanmayı tercih ederlerse, en rahatsız edici semptom için tek bileşenli ilaçlar kullanmaları tavsiye edilmeli ve potansiyel toksisiteden kaçınmak için uygun dozaj, saklama ve uygulama talimatları verilmelidir. Örnek olarak, burun içi ilaçları uygularken kabı dik tutmak yerine ters çevirmek, önerilenden 20 ila 30 kat daha yüksek bir doz sağlayabilir. Tüm ilaçlarda olduğu gibi, reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları da çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanmalıdır. Pediatrik Öksürük ve Soğuk Algınlığı Güvenlik Gözetim Sistemi’nden (2009-2014) elde edilen veriler, 12 yaşından küçük çocuklar arasında reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarıyla ilgili advers olayların yaklaşık üçte ikisinin kazara denetimsiz yutmayla ilişkili olduğunu göstermektedir.

 

SARS-CoV-2’nin neden olduğu soğuk algınlığı – Çocuklarda koronavirüs hastalığı 2019’a (COVID-19)       neden olan virüs olan şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2’nin (SARS- CoV-2) neden olduğu soğuk algınlığının destekleyici bakımı ve semptomatik yönetimi, diğer virüslerin neden olduğu soğuk algınlığı ile aynıdır.

Ciddi COVID-19 hastalığına ilerleme riski olan çocuklar için ek yönetim (örneğin, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, COVID-19 enfeksiyonuyla ilgisi olmayan tıbbi ilişkili teknolojik bağımlılığı olanlar, altta yatan birden fazla rahatsızlığı olanlar) ayrıca tartışılmaktadır.

 

SEMPTOMATIK TEDAVI

Soğuk algınlığı semptomları çocuğu veya diğer aile üyelerini rahatsız etmedikçe (örneğin
uykuyu bölmek, içmeyi engellemek, rahatsızlığa neden olmak) tedavi edilmesi gerekmez.
Semptomatik tedavilerin, özellikle küçük çocuklarda, ilişkili riskleri ve faydaları vardır.

Ateşe bağlı rahatsızlık – Soğuk algınlığının ilk birkaç gününde ateşe bağlı rahatsızlığın asetaminofen (üç aydan büyük çocuklar için) veya ibuprofen (altı aydan büyük çocuklar için) ile tedavi edilmesini öneriyoruz.

Klinisyenlerin ateş düşürücü ve analjezik önerirken, aynı bileşeni (örneğin asetaminofen) içeren birden fazla ilacın aşırı dozda alınmasını önlemek için bakıcılara reçetesiz satılan (OTC) ilaçların birlikte kullanılmasına karşı tavsiyede bulunmaları önemlidir.

Nazal semptomlar – Nazal semptomlar rinit ve burun tıkanıklığı/tıkanıklığını içerir. Burun tıkanıklığı içmeyi engelleyebilir ve bebeklerde ve küçük çocuklarda en rahatsız edici semptom olabilir.

●    Birinci basamak müdahaleler – Rahatsız edici nazal semptomların birinci basamak tedavisi için OTC ilaçlar veya topikal aromatik tedaviler yerine bir veya daha fazla destekleyici müdahale (örn. nazal aspirasyon; salin burun damlaları, sprey veya irrigasyon; yeterli hidrasyon; soğuk buhar nemlendirici) öneriyoruz. Destekleyici müdahalelerin randomize çalışmalarda etkili olduğu gösterilmemiş olsa da, soğuk algınlığı kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır ve destekleyici müdahaleler güvenli ve ucuzdur.
●    İkinci basamak müdahaleler – Destekleyici bakım ile düzelmeyen rahatsız edici burun semptomları için ikinci basamak müdahalelerimiz yaşa göre değişir:
•    <6 yaş – Destekleyici müdahalelere rağmen devam eden rahatsız edici burun semptomları olan <6 yaş çocuklar için genellikle burun aspirasyonu, sprey veya irrigasyon sıklığının artırılmasını öneriyoruz. Reçetesiz satılan ilaçları 6 yaşından küçük çocuklarda nazal semptomlar için kullanmıyoruz. Faydaları kanıtlanmamıştır ve ilişkili riskleri vardır.
İpratropium burun spreyi %0,06 beş yaşından büyük çocuklar için reçete ile temin edilebilir ve duruma göre kullanılabileceği önerilir. Her burun deliğine dört gün boyunca günde üç kez iki sprey uygulanır.
•    6 ila 12 yaş – Destekleyici müdahalelere yanıt vermeyen rahatsız edici burun semptomları olan 6 ila 12 yaş arası çocuklar için, genellikle diğer müdahaleler yerine burun aspirasyonu, spreyler veya irrigasyon sıklığının artırılmasını öneriyoruz. Reçetesiz satılan dekonjestanların veya dekonjestan/antihistaminik kombinasyonlarının kullanılmamasını öneriyoruz. Yarar kanıtları sınırlıdır ve ilişkili riskler vardır. İpratropium burun spreyi reçete ile alınabilir ve duruma göre kullanılması önerilir.
Rejim yaşa göre değişir:
–    6 ila 11 yaş – İpratropium %0,06 burun spreyi, dört gün boyunca günde üç kez
her burun deliğine iki sprey
–    ≥12 yaş – İpratropium %0.06 burun spreyi, dört gün boyunca günde üç ila dört kez her burun deliğine iki sprey
İpratropium burun spreyini ≥5 yaş çocuklarda ve yetişkinlerde plasebo ile karşılaştıran yedi randomize çalışmanın sistematik bir incelemesinde, ipratropium subjektif burun akıntısını azaltmada etkili olmuş ancak burun tıkanıklığını azaltmamıştır. Yan etkiler (burun kanaması, burun kuruluğu, ağız kuruluğu) ipratropium ile tedavi edilen hastalarda yaklaşık iki ila dört kat daha yaygındı.
•    ≥12 yaş – Destekleyici müdahalelere yanıt vermeyen rahatsız edici nazal semptomları olan ≥12 yaş çocuklar için OTC dekonjestanlar (oral veya topikal) veya ipratropium burun spreyi öneriyoruz.
Dekonjestanlar (oral veya topikal) burun mukozasında vazokonstriksiyona neden olur.
–    Oral psödoefedrini, fenilefrini ve diğer oral OTC nazal dekonjestanlara tercih ediyoruz. Oral dekonjestanların yan etkileri taşikardi, yüksek diyastolik kan basıncı ve çarpıntıyı içerebilir.
–    Yaygın olarak kullanılan topikal dekonjestanlar arasında oksimetazolin, ksilometazolin ve fenilefrin bulunur. Topikal dekonjestanların yan etkileri arasında burun kanaması ve burun zarlarının kuruması yer alır. Topikal dekonjestanlar sadece iki ila üç gün süreyle kullanılmalıdır; daha uzun süreli kullanım, kesildikten sonra burun tıkanıklığının geri tepmesine neden olabilir.
2016 yılında yapılan bir sistematik incelemede, çoklu doz oral ve/veya topikal dekonjestanların yetişkinlerde burun tıkanıklığını subjektif olarak iyileştirdiğine dair düşük kaliteli kanıtlar bulunmuştur. Hiçbir çalışma oral ve topikal dekonjestanları doğrudan karşılaştırmamıştır. Alerjik riniti olan yetişkin hastalarda yapılan randomize çalışmalarda, oral psödoefedrin burun tıkanıklığını azaltmada fenilefrin veya plasebodan daha etkili olurken, fenilefrin plasebodan daha etkili olmamıştır.
İkinci basamak müdahalelere rağmen burun semptomları devam eden veya kötüleşen çocuklarda soğuk algınlığı dışındaki tanılar düşünülmelidir.
Öksürük – Öksürük çocuğun uykusunu, okul performansını ve oyun oynama becerisini etkileyebilir; ayrıca diğer aile üyelerinin uykusunu bozabilir ve sınıfta yıkıcı olabilir. Bakım verenler sıklıkla öksürüğü bastırmak için müdahalelerde bulunmaya çalışsa da, öksürüğün solunum yollarındaki sekresyonları temizlediğini ve öksürüğün bastırılmasının sekresyonların tutulmasına ve potansiyel olarak zararlı hava yolu tıkanıklığına neden olabileceğini anlamalıdırlar.
Öksürüğe neden olan hava yolu tahrişinin reçeteli veya reçetesiz satılan antitüsifler, antihistaminikler, ekspektoranlar veya mukolitikler yerine oral hidrasyon, ılık sıvılar (örneğin çay, tavuk çorbası), bal (bir yaşından büyük çocuklarda) veya öksürük pastilleri veya akide şekerleri (aspirasyon riski olmayan çocuklarda) ile giderilmesini öneriyoruz. Sıvılar, bal, öksürük pastilleri ve sert şekerler ucuzdur ve sadece plasebo etkisi sağlayabilmelerine rağmen zararlı olma olasılıkları düşüktür.
●    Oral hidrasyon ve sıcak sıvılar yukarıda tartışılmıştır.

●    Bal – Soğuk algınlığı olan ≥1 yaşındaki çocuklarda öksürük tedavisi için bir seçenek olarak balı öneriyoruz. Bal (2,5 ila 5 mL [0,5 ila 1 çay kaşığı]) doğrudan verilebilir veya sıvı içinde seyreltilebilir (örneğin çay, meyve suyu. Bal mevcut değilse mısır şurubu ikame edilebilir. Balın gece öksürüğü üzerinde mütevazı bir yararlı etkisi vardır ve bir yaşından büyük çocuklarda zararlı olması olası değildir. Botulizm riski nedeniyle bir yaşından küçük çocuklarda baldan kaçınılmalıdır.

Üst solunum yolu enfeksiyonu olan çocuklarda ve yetişkinlerde balı diğer müdahalelerle karşılaştıran 14 randomize çalışmanın sistematik bir incelemesi, balın olağan bakımdan (örneğin, plasebo, difenhidramin, dekstrometorfan) üstün olduğu sonucuna varmıştır.
Meta-analizlerde, bal öksürük sıklığını (standart ortalama fark [SMD] -0,36, %95 GA -0,50 ila -0,21; sekiz çalışma, 832 katılımcı) ve öksürük şiddetini (SMD -0. 44, %95 GA -0,64 ila – 0,25; beş çalışma, 598 katılımcı) azaltmıştır. Doğrudan karşılaştırmalarda, bal öksürük sıklığını ve şiddetini azaltmada difenhidraminden daha etkili ve dekstrometorfana benzer şekilde etkili olmuştur. Yan etkiler nadir ve hafifti (örn. mide bulantısı).

Balın göreceli güvenliği ve düşük maliyeti göz önüne alındığında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Pediatri Akademisi (AAP), bir yaşından büyük küçük çocuklarda ÜSYE için potansiyel bir tedavi olarak önermektedir. American College of Chest Physicians, balın soğuk algınlığına bağlı öksürük için plasebodan daha etkili olduğunu öne sürmektedir.

Pastiller – Aspirasyon riski olmayan çocuklarda öksürük tedavisi için bir seçenek olarak akide şekeri veya pastilleri öneriyoruz. Öksürük pastilleri ve akide şekerlerinin öksürüğü azaltmada etkili olduğuna dair kontrollü çalışmalardan elde edilen bir kanıt olmamasına rağmen, akide şekeri veya pastilleri öneriyoruz.

Çocuklarda soğuk algınlığına bağlı öksürük tedavisi için kodein veya diğer öksürük kesici ajanları (örn. dekstrometorfan) kullanmıyoruz. Bunların kanıtlanmış bir faydası olmamakla birlikte potansiyel zararları vardır. Çocuklarda kodeinin yan etkileri arasında uyuklama, solunum depresyonu ve hatta ölüm yer almaktadır; dekstrometorfanın yan etkileri arasında davranış bozuklukları ve solunum depresyonu yer almaktadır.

AAP, viral solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilişkili öksürüğün tedavisi için kodoin ve dekstrometorfan içeren ilaçların kullanılmamasını önermektedir çünkü etkinlik ve güvenliği gösteren iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. ABD Gıda ve İlaç Dairesi, 18 yaşından küçük çocuklarda ve ergenlerde kodein veya hidrokodon içeren reçeteli öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının kullanılmamasını önermektedir.

Avurupa İlaç Ajansı12 yaşından küçük çocuklarda ve solunum problemleri (örn. astım) olan 12-18 yaş arası çocuklarda öksürük ve soğuk algınlığı tedavisinde kodein kullanılmamasını tavsiye etmektedir. WHO Kılavuzları, çocuklarda öksürük için kodein preparatlarının kullanılmamasını tavsiye etmekte, ancak şiddetli uzun süreli öksürüğün beslenmeyi veya uyumayı engellediği olağandışı durumlarda dekstrometorfanın kullanılabileceğini önermektedir. Bu gibi durumlarda, soğuk algınlığı dışında bir tanı düşünülmelidir (örn. boğmaca, astım, pnömoni).
Boğaz ağrısı – Çocuklarda ve ergenlerde boğaz ağrısının semptomatik olarak giderilmesi
ayrıca ele alınmıştır.

 

Orta kulak anormallikleri – Soğuk algınlığı olan çocuklarda orta kulak anormallikleri (örn. iletim tipi işitme kaybı) semptomları için dekonjestan veya dekonjestan- antihistaminik kombinasyonları önermiyoruz. Soğuk algınlığı ile ilişkili orta kulak basıncı anormallikleri akut otitis media gelişimine zemin hazırlayabilse de, prospektif bir çapraz çalışmada, dekonjestan-antihistaminik ile tedavi akut otitis media gelişimini önlememiştir.

KALICI SEMPTOMLAR

Persistan nazal semptomlar – Soğuk algınlığı ile beklenenden daha şiddetli veya uzun süreli burun akıntısı olan çocuklarda soğuk algınlığı dışındaki tanılar düşünülmelidir (örn. iyileşme veya kötüleşme).
Alternatif teşhisler şunlardır:

•    Burunda yabancı cisim
•    Alerjik rinit, alerjik olmayan rinit, ilaca bağlı rinit
•    Akut bakteriyel sinüzit
●    İnatçı öksürük – Soğuk algınlığı ile beklenenden daha şiddetli veya uzun süreli öksürüğü olan çocuklarda soğuk algınlığı dışındaki tanılar düşünülmelidir (örneğin, iyileşme olmadan iki haftadan fazla devam eder veya kötüleşir).
Alternatif tanılar arasında pnömoni, astım, boğmaca, kistik fibrozis ve solunan yabancı cisim sayılabilir.

KANITLANMAMIŞ TEDAVILER

●    Antibiyotikler – Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin rolü yoktur. Antibiyotikler soğuk algınlığının seyrini değiştirmez ve ikincil komplikasyonları önlemez, ancak önemli yan etkilere neden olabilir ve bakteriyel antimikrobiyal direncin artmasına katkıda bulunabilir. Antibiyotik kullanımı, bakteriyel otitis media, sinüzit ve pnömoni dahil olmak üzere açıkça teşhis edilmiş ikincil bakteriyel enfeksiyonlar için saklanmalıdır.
●    Antihistaminikler – Soğuk algınlığı tedavisi için antihistaminikler önermiyoruz. Randomize çalışmalarda, ne antihistaminikler ne de antihistaminik dekonjestan kombinasyonları soğuk algınlığı olan çocuklarda nazal semptomları veya öksürüğü hafifletmede etkili olmamıştır ve bu ilaçların sedasyon, paradoksik uyarılabilirlik, solunum depresyonu ve halüsinasyonlar gibi yan etkileri olabilir.

●    İntranazal glukokortikoidler – Soğuk algınlığının nazal semptomlarının tedavisi için intranazal kortikosteroidler önermiyoruz. Üç çalışmanın (353 katılımcı) 2015 sistematik incelemesinde hiçbir fayda bulunmamıştır.
●    Antitüsifler – Soğuk algınlığı olan çocuklarda öksürüğü tedavi etmek için reçeteli (kodoin) veya reçetesiz (OTC; dekstormetorfan) antitüsif ilaçları önermiyoruz. Etkinlikleri kanıtlanmamıştır ve daha fazla toksisite potansiyeline sahiptirler. Amerikan Pediatri Akademisi, viral solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilişkili öksürüğün tedavisi için kodoin ve dekstrometorfan içeren ilaçların kullanılmamasını önermektedir çünkü etkinlik ve güvenliği gösteren iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi ile Kanada Sağlık Bakanlığı, 18 yaşından küçük çocuklar ve ergenler için kodein veya hidrokodon içeren reçeteli öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının kullanılmamasını tavsiye etmektedir.
●    Ekspektoranlar ve mukolitikler – Soğuk algınlığı olan çocuklarda öksürüğü tedavi etmek için reçetesiz satılan ekspektoranların (örn. guaifenesin) veya mukolitiklerin (örn. asetilsitein, bromheksin, letostein) kullanılmamasını öneriyoruz. Ekspektoranlar ve mukolitikler sırasıyla mukus üretimini artırır ve solunum salgılarını incelterek salgıların dışarı atılmasını kolaylaştırır. Ne ekspektoranların ne de mukolitiklerin çocuklarda faydası kanıtlanmıştır. Tek başına guaifenesinin kanıtlanmış bir faydası yoktur, ancak nispeten güvenlidir ve sadece hafif gastrointestinal tahrişe neden olur. Bununla birlikte, OTC ilaçlarında guaifenesin genellikle diğer bileşenlerle birleştirilir. Mukolitiklerin yan etkileri arasında bronkospazm, gastrointestinal rahatsızlık ve ateş bulunmaktadır.
●    Bronkodilatörler – Soğuk algınlığı olan astımlı olmayan çocuklarda öksürüğü tedavi etmek için bronkodilatörler önermiyoruz. Bronkodilatörler astımlı olmayan çocuklarda akut öksürük için etkili değildir. Bununla birlikte, soğuk algınlığı gelişen astımlı çocuklar, astım eylem planlarına göre belirtildiği şekilde bronkodilatör kurtarma ajanlarını kullanmalıdır.
●    Aromatik buharlar (harici ovma için) – Soğuk algınlığı olan çocuklarda burun tıkanıklığı veya öksürük tedavisi için topikal aromatik ajanlar/harici ovmalar (örneğin mentol, kafur, okaliptüs yağı) önermiyoruz.
Mentol ve okaliptüs yağının 42 sağlıklı okul çocuğunda karşılaştırıldığı randomize bir çapraz çalışmada, mentol burun açıklığı algısını artırmış ancak spirometriyi etkilememiştir.
Buharlı ovma kombinasyonunu (kafur, mentol ve okaliptüs yağları) vazelin ve hiçbir tedavi uygulamadan karşılaştıran bir başka randomize çalışmada, buharlı ovmanın burun akıntısı üzerinde etkisi olmadığı, ancak öksürük şiddetini azalttığı, çocuğun ve bakıcının uykusunu iyileştirdiği görülmüştür, ve birleşik semptom skorunu azaltmıştır; tüm sonuçlar bakıcı tarafından bildirilmiştir. Buharlı ovma kombinasyonu, çocukların yaklaşık yarısında en az bir hafif tahriş edici etki ile ilişkilendirilmiştir. Çalışma iyi körleştirilmediği için (buharlı ovmayı uygulayan bakıcıların yüzde 86’sı uyguladıklarını doğru tahmin etmiştir), önemli bir plasebo etkisi olasılığı ortadan kaldırılamaz. Buna ek olarak, bakıcının öksürük raporu dikkatle yorumlanmalıdır; bakıcının öksürük sıklığı ve şiddetini bildirmesi, objektif ölçümlerle karşılaştırıldığında güvenilmezdir.

●    Vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler

•    C Vitamini- Çocuklarda soğuk algınlığı tedavisi için C vitamini kullanılmamasını öneriyoruz. Randomize çalışmaların 2013 meta-analizinde, semptomların başlamasından sonra başlanan C vitamini (≥200 mg/gün), soğuk algınlığı semptomlarının süresini (yedi çalışma, 3249 soğuk algınlığı atağı) veya şiddetini (dört çalışma, 2708 soğuk algınlığı atağı) azaltmamıştır. Hiçbir ciddi yan etki bildirilmemiştir.
•    Çinko – Çocuklarda soğuk algınlığı tedavisi için çinko kullanılmamasını öneriyoruz. Çinkonun çocuklarda soğuk algınlığı semptomlarının süresini veya şiddetini azaltmadaki etkinliği belirsizliğini korumaktadır ve yan etkileri yaygındır.
Randomize çalışmaların birkaç sistematik incelemesi, çinkonun soğuk algınlığı semptomlarının süresini kısaltabileceğini öne sürse de, bireysel çalışmalar arasında önemli heterojenlik vardı. Sekiz çalışmanın meta-analizinde (934 katılımcı: 371 yetişkin ve 563 çocuk), çinko semptomların süresini azaltmıştır (ortalama fark-1,65 gün, %95 GA -2,5 ila -0,8). Alt grup analizinde, çinko yetişkinlerde
semptomların süresini azaltmış (ortalama fark -2,63 gün, %95 GA -3,69 ila -1,58)
ancak çocuklarda azaltmamıştır (ortalama fark -0,26 gün, %95 GA -0,78 ila 0,25). Kötü tat ve mide bulantısı gibi yan etkiler yaygındı ve çinkonun çocuklardaki sınırlı yararlılığına katkıda bulunabilir.
Homeopatik intranazal çinko glukonat da dahil olmak üzere çinko nazal ürünler, uzun süreli veya kalıcı koku alma duyusu kaybıyla ilişkilendirilmiştir ve çocuklar için önerilmemektedir.

Echinacea purpurea – Çocuklarda soğuk algınlığı tedavisi için E. purpurea kullanılmamasını öneriyoruz. Titizlikle tasarlanmış birkaç randomize çalışma ve yetişkinlerde yapılan randomize çalışmaların bir meta analizi, ekinezyanın üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) tedavisinde plasebodan daha iyi olmadığını ortaya koymuştur. Benzer şekilde, çocuklarda (2 ila 11 yaş) yapılan randomize bir çalışmada, ekinezya veya plasebo ile tedavi edilen çocuklarda URI semptomlarının süresi veya şiddetinde hiçbir fark bulunmamıştır. Bununla birlikte, ekinezya ile tedavi edilen çocuklarda döküntü oranı artmıştır (7’ye karşı 2,7 yüzde).
Pelargonium sidoides (Umckaloabo, Güney Afrika sardunyası) ekstresi – P. sidoides ekstraktının    çocuklarda soğuk algınlığı tedavisi için kullanılmamasını öneriyoruz. Sistematik bir incelemede, yetişkinlerde 10 günlük tedavinin etkili olduğunu öne süren bir çalışma bulunmasına rağmen, kanıtlar çok düşük kalitededir. Çocuklarda P. sidoides’in güvenliğine ilişkin kanıtlar sınırlıdır. Akut solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi için P. sidoides’i değerlendiren çalışmaların birleştirilmiş analizinde, advers olaylar nadiren bildirilmiştir, ancak P. sidoides alıcıları arasında plaseboya göre biraz daha yaygındır.

Homeopati – Çocuklarda soğuk algınlığı tedavisi için homeopatik ilaçların kullanılmamasını öneriyoruz. Sistematik bir inceleme, çocuklarda akut solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi için homeopatik ilaçları destekleyen hiçbir kanıt bulamamıştır. Advers etkilerin yetersiz bildirilmesi, güvenlikle ilgili sonuçlara varılmasını engellemiştir.

ÖNLEME

●    Çocuk bakımı ve okul – Soğuk algınlığı olan çocukların çoğunun ev dışı çocuk bakımı veya okuldan uzaklaştırılması gerekmez çünkü bulaşma muhtemelen çocuk semptomatik hale gelmeden önce gerçekleşmiştir. Yayılma riski, aşağıdaki bölümlerde tartışılan sağduyulu önleme tedbirleri izlenerek azaltılabilir.
SARS-CoV-2 enfeksiyonu olduğu bilinen veya şüphelenilen soğuk algınlığı semptomları olan
çocuklar, yerel ve HASTALIK KONTROL ÖNLEME Merkezleri klavuzlarına göre izole edilmelidir.

●    Hijyen – Soğuk algınlığının bulaşmasını önlemek için en iyi yöntemler sık sık el yıkamak ve kişinin ağzına, burnuna ve gözlerine dokunmaktan kaçınmaktır. Gözlemsel çalışmalarda, alkol bazlı el dezenfektanları ve virüsidal el tedavileri (örn. iyot, salisilik asit, piroglutamik asit) bulaşmanın azalmasıyla ilişkilendirilmiştir.
●    Soğuk algınlığı virüsleri ellerden çevredeki nesnelere veya diğer insanlara bulaşabilir. Ellerini kirletmekten kaçınmak için, soğuk algınlığı olan çocuklara elleri yerine bir mendile veya dirseklerinin kıvrımına öksürmeleri söylenebilir. Kullanılmış kağıt mendiller bir çöp sepetine atılmalıdır.
●    COVID-19 salgınıyla ilgili diğer hafifletici önlemlerle (örneğin maske takma, kalabalıktan kaçınma) birlikte, bu hijyen müdahaleleri diğer soğuk algınlığı virüslerinin oranlarında azalma ile ilişkilendirilmiştir.
●    Dezenfektanlar – Çevresel yüzeylerin fenol/alkol (örn. Lysol) gibi virüsidal dezenfektanlarla dekontaminasyonu, soğuk algınlığına neden olan virüslerin bulaşma oranını azaltmaya yardımcı olabilir. Virüsidal emdirilmiş burun dokuları da soğuk algınlığı virüslerinin bulaşmasını azaltabilir.
●    En az bir okul öncesi çocuğu olan hanelerde antibakteriyel temizlik ürünleri ile standart temizlik ürünleri arasında yapılan randomize bir çalışmada, hane halkı üyeleri arasında solunum semptomlarında (burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı) herhangi bir fark tespit edilmemiştir. Bununla birlikte, antibakteriyel ürünlerin viral patojenlere karşı aktif olması beklenmez.
Aşılar – Soğuk algınlığını önleyecek bir aşı bulunmamaktadır. Ancak soğuk algınlığına benzer klinik sendromlara neden olabilen bazı virüsleri önlemeye yönelik aşılar bulunmaktadır.
●    İnfluenza enfeksiyonunu ve komplikasyonlarını önlemek için altı aydan büyük tüm bireylere yıllık influenza aşısı önerilmektedir.
●    COVID-19 aşısı beş yaş ve üzeri tüm bireyler için önerilmektedir.
●    Küçük bebeklerde respiratuar sinsityal virüs (RSV) alt solunum yolu enfeksiyonları, hamilelik sırasında annenin aşılanması veya doğumdan sonra yenidoğanda immünoprofilaksi ile önlenebilir. Bu konu ayrıca ele alınmaktadır.
Kanıtlanmamış önleyici tedbirler – Çocuklarda soğuk algınlığını önlemek için bitkisel ürünler, vitaminler, mineraller, homeopati veya probiyotikler önermiyoruz. Bu maddelerin faydası kanıtlanmamıştır ve zararlı olabilirler.
●    Bitkisel ürünler – Meta-analizler E. purpurea veya Allium sativum’un (sarımsak) çocuklarda soğuk algınlığını önlediğine dair kesin kanıtlar bulamamıştır.
●    D Vitamini – Randomize çalışmalarda, ne günlük ne de aylık D vitamini uygulaması soğuk algınlığının görülme sıklığını veya şiddetini azaltmamıştır.
C Vitamini – 2013 yılında 24 çalışmanın (10.708 katılımcı) meta-analizi, günlük C vitamini takviyesinin genel toplumda soğuk algınlığını önlediğine dair bir kanıt bulamamıştır (risk oranı [RR] 0,97, %95 CI 0,94-1,00). Bununla birlikte, günlük C vitamini takviyesi çocuklarda soğuk algınlığının süresini kısaltabilir. Meta-analizlerde14 çalışmanın (2530 soğuk algınlığı atağı) analizine göre, çocukların günlük C vitamini (en az 200 mg/gün) kullanımı soğuk algınlığı süresini %14 (%95 GA %7,3-21) oranında kısaltmıştır; ciddi bir yan etki bildirilmemiştir.
●    Çinko – Randomize çalışmalar oral çinkonun soğuk algınlığını önlemede ve soğuk algınlığı süresini ve şiddetini azaltmada bir miktar fayda sağlayabileceğini gösterse de faydalar uzun süreli günlük uygulama ihtiyacı (≥5 ay) ve kötü tat ve mide bulantısı gibi yan etkiler nedeniyle sınırlıdır.
●    Homeopati – Çocuklarda soğuk algınlığının önlenmesi için homeopatik ilaçların kullanılmamasını öneriyoruz. Sistematik bir inceleme, çocuklarda akut solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesi için homeopatik ilaçları destekleyen hiçbir kanıt bulamamıştır. Advers etkilerin yetersiz bildirilmesi, güvenlikle ilgili sonuçlara varılmasını engellemiştir.

Probiyotikler – Çocuklarda soğuk algınlığının önlenmesi için probiyotik kullanılmamasını öneriyoruz. Çocuklarda ve yetişkinlerde probiyotikleri (çeşitli laktobasil ve Bifidobacterium suşları) plasebo ile karşılaştıran randomize çalışmaların meta analizleri, probiyotiklerin ≥1 akut solunum yolu enfeksiyonu geçiren katılımcı sayısını (yüzde 36’ya karşı 44; RR 0.76, %95 CI 0.67-0.87; 16 çalışma, 4798 katılımcı) ve ortalama hastalık süresini (ortalama fark -1.2 gün, %95 CI -2.1 ila -0.3; 6 çalışma, 2406 katılımcı), bu sonuçları doğrulamak ve probiyotiklerin rutin olarak önerilmesinden önce hangi dozların ve suşların en faydalı olduğunu belirlemek için ek çalışmalar gereklidir.

KAYNAKLAR

Bu yazı UpToDate’de yer alan bir makalenin İSTAHED Bilim Komisyonu Üyesi Dr. İsa Gülmez tarafından çevirilip düzenlenmesinden oluşmaktadır.

Değerli destekleri için İSTAHED Bilim Komisyonu Danışman Hocası Doç. Dr. Güzin Zeren Öztürk’e teşekkürler.

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü