TBMM Sağlık Komisyonu’nda gündeme gelen açıklamalar, sağlık sistemimizin içinde bulunduğu krizi başarı hikayesi gibi sunma çabasını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sayın Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci’nin, “Hekimlerimiz OECD ortalamasının iki katı hasta bakıyor” cümlesini bir gurur vesilesi gibi dile getirmesi, ne yazık ki sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu tükenmişliği ve sistemin sürdürülemezliğini görmezden gelen bir yaklaşımdır.
Bu açıklamalar, yoğun hasta yükü altında ezilen, mesleki motivasyonu düşen ve çıkan her yönetmelikle birlikte sağlık sisteminden umudunu kaybeden aile hekimlerinin yaşadığı gerçekliğe tamamen yabancıdır. Günde 90-100 hastaya bakmaya zorlanan hekimlerin, bir yandan izlem yapması, bir yandan rapor düzenlemesi, bir yandan kanser taraması yapması bekleniyor. Dahası, tüm bunlar sanki bir marifetmiş gibi sunuluyor. Bu sistem; ne hekim için ne hasta için güvenlidir. Hekim tükenmiş, sistem iflas etmiş, ama Bakan Yardımcısı hâlâ tabloyu “başarı” diye anlatıyor.
Ayrıca Sayın Bakan Yardımcısı “26 milyon kişiden 15 milyonunu aile sağlığı merkezlerine getirdik” demekle övünüyor. Hastaların nasıl getirttirildiğinden, yine de gelmeyenler için hekimden hemşireden ebeden yapılan ciddi miktarda maaş kesintisinden hiç bahsetmiyor! Bizlere yükledikleri, yaptıkları baskı asla söz konusu bile olmuyor!
Bizler, aile hekimleri olarak sesleniyoruz:
Tükenmişliğimizi övünç vesilesi yapamazsınız!
Haklarımızı, emeğimizi ve sağlığımızı hiçe sayan bu bakış açısını reddediyoruz!
İSTAHED olarak, aile hekimliğinde nitelikli ve sürdürülebilir politikaların ancak hekimlerin emeğine, aklına ve sağlığına değer verilerek mümkün olacağını her fırsatta hatırlatmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla,
İSTAHED Yönetim Kurulu
GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!
