Bağışıklama Haftası Mesajı

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
Mücadelemiz Sürüyor: Eziyet Yönetmeliği Davasının Takibindeyiz!

Aşılama, her yıl milyonlarca kişinin hayatını kurtaran küresel bir sağlık ve gelişim başarı öyküsüdür. Bağışıklama hizmetleri sayesinde 25 farklı hastalığa karşı korunma sağlanmaktadır.

DSÖ Mayıs 2012 toplantısında ilk defa Dünya Aşılama Haftası’nı onaylamış ve ilan etmiştir. Daha öncesinde aşılama haftası dünyanın farklı bölgelerinde farklı tarihlerde kutlanmaktaydı. 2012 yılından itibaren 180’den fazla ülkenin katılımıyla Nisan’ın son haftası dünya çapında bağışıklama hizmetleri konusunda farkındalığı arttırmak, bilinirliği arttırmak ve hem yetişkinlerde hem de çocuklarda aşılamayı yaygınlaştırmak amacıyla kutlanmaya başlanmıştır.

Son 50 yılda temel aşıların 150 milyon insanın hayatını kurtardığı tahmin edilmektedir, bu her dakika 6 kişinin hayatını kurtarmaya devam ediyor olması demektir. İstatistiksel olarak incelendiğinde kızamık aşılaması, 150 milyon insanın %60’ının hayatını tek başına kurtarıyor demektir.

Bağışıklamanın geleceği, sadece tek bir aşı bile olmamış milyonlarca çocuğa ulaşmak değil, aynı zamanda yetişkinleri gripten, bebekleri sıtma ve RSV’den, hamile anneleri tetanozdan, difteriden ve boğmacadan ve genç kızları HPV’den korumak anlamına da gelmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı yaptığı en son açıklamayla; 4 Nisan 2025 tarihinden itibaren tetanoz, difteri ve boğmacadan koruyan aşının ücretsiz olarak gebelere uygulanmasını sağlamış, bağışıklama konusunda hem gebeleri hem de geleceğimiz bebekleri korumak amacıyla önemli bir adım atmıştır.

14 Nisan 2025 tarihinden itibaren difteri, boğmaca, tetanoz, polio, haemophilus influenzae b ve hepatit b aşısının tek enjektörde uygulanmasını sağlayarak bebeklerimizin aşılama esnasında daha az canının yanmasını sağlamak amacıyla 6’lı aşının ücretsiz olarak aile sağlığı merkezlerinde yapılmasını sağlamıştır. Daha sağlıklı nesiller için atılan bu adımlar bağışıklama için oldukça kıymetli olup 3-4 yılda bir salgınlara ve yenidoğanlarda ölüme neden olan boğmaca etkenine karşı bebeklerin anne karnından itibaren korunmasını sağlamıştır.

DSÖ ‘Herkes İçin Aşılama İnsanlık Olarak Mümkün‘ sloganıyla düzenlenen 2025 Dünya Aşılama Haftası, daha fazla sayıda çocuğun, gencin, yetişkinin ve toplumların aşıyla önlenebilir hastalıklara karşı korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Ancak küresel düzeyde atılan bütün adımlara rağmen artık çok önemli bir dönüm noktasındayız.
Aşı redleri/kararsızlıkları sebebiyle aşılama yoluyla önlenebilir hastalıkları ortadan kaldırmada zorlukla elde edilen kazanımlar artık tehlikede…

Amerika Birleşik Devletleri’nde Nisan 2025 itibariyle 24 eyalette tam 712 kişi AŞIYLA ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK olan Kızamık nedeniyle enfekte olmuştur ve bu hastalardan 2 çocuk ve 1 yetişkinin aşı reddi/kararsızlığı nedeniyle vefat ettiği de bir gerçektir.

Avrupa kıtası da aşı redlerinden /kararsızlığından nasibini fazlasıyla almaktadır. ECDC yaptığı açıklamada 2024 yılında Avrupa kıtasında 127.350 kişinin Kızamık nedeniyle enfekte olduğunu bildirmiştir.
Türkiye ise Kızamık vakaları açısından 2024 yılında Avrupa’da 5.sırada yer almaktadır.

Aşı reddi/kararsızlığı, DSÖ’nün küresel düzeyde bildirdiği 10 büyük tehlikeden biridir.
Covid-19 pandemisi döneminde aşılamanın ne kadar önemli olduğu ve hayat kurtardığı fark edilse de hükümetler tarafından uygulanan yanlış politikalar, aşı reddi/kararsızlığı nedeniyle kazanım elde eden bazı organizasyonlar nedeniyle aşı reddi/kararsızlığı çığ gibi büyümeye devam etmektedir.
Temiz sudan sonra en büyük kazanım olarak nitelendirilen çağın en büyük keşfinin geleceği yeterli önlemler alınmadığı için ne yazık ki artık tehlikededir.

Aşı reddi/kararsızlığının önlenmesi amacıyla Çin gibi bazı ülkeler, özellikle çocukluk çağında yapılan aşılamayı ilkokul çağında mecburi hale getirmiş, ayına göre aşılaması tam olmayan çocukların okullara kabul edilmemesini sağlamıştır.
2020 yılında Almanya, aldığı kararla okul başvurularında Kızamık aşısını zorunlu hale getirmiştir.

Bağışıklamanın tek etkisi bireysel değildir.
Yüksek aşılama seviyelerinin teşviği, sürü bağışıklığının da artmasını sağlayarak o ülkenin tüm bireylerinin aşıyla önlenebilen hastalıklardan korunmasını da sağlamaktadır.

Aşılamaya ve sağlık hizmetlerine duyulan güven, hükümet çalışmalarının ve sosyal politikalarının etkinliğinin de önemli bir göstergesidir.
Hastalıkların üstesinden gelme ve aşılamadaki başarı, aşılara ve sağlık hizmetlerine duyulan güvenin düzeyine de bağlıdır.
Aşılara ve bağışıklama programlarına duyulan güven eksikliği, aşı reddi, hastalık salgınları riski ve yüksek ve düşük gelirli ortamlarda bağışıklama hedeflerinde meydan okumaya yol açabilir.
Tıp ve bilim bu konuda oldukça büyük bir zorlukla karşı karşıyadır.

Halkın aşılara karşı olan güvenini arttırmak büyük bir zorluktur.
Aşılara olan güveni doğru bir şekilde incelemek ve güvenin azalmasına sebep olan faktörleri anlamak, yetkililerin hastalıkla mücadelede etkili bir aşı kampanyası ve iletişim oluşturmasına olanak sağlamaktadır.
Güven, aşı kampanyasına başlamadan önce çalışılması gereken çok önemli bir parametredir.

DSÖ, devletlerin aşı mitlerine ve korkularına karşı vatandaşların güvenini aşındırabilecek olaylara karşı iyi hazırlanmış güçlü bir kampanya geliştirmek ve sağlık otoritelerine karşı güveni aşındıracak herhangi bir olaya derhal yanıt vermek için uzun vadeli çalışmalarını da önermektedir.

Aşılar hakkında gerçek dışı bilgileri ele almak için iletişim stratejilerine ilişkin 34 çalışmanın incelenmesi sonucunda bilimsel fikir birliğini iletmek ve mitleri ortadan kaldırmak için mizah kullanmak gibi yararlı stratejiler de önerilmiştir.

Genel nüfusun artan yaşam beklentisi ve azalan doğum oranları nedeniyle yetişkinlerin bağışıklama oranlarını arttırmak en önemli hedeflerden biri olmalıdır.
Aşılama, bulaşıcı hastalıkları önleyerek ve polifarmasi ve antibiyotiklere olan ihtiyacı azaltarak, eşlik eden hastalıkları olan yaşlı demografik grupta hem polifarmasiyi hem de antibiyotiklere dirençli bakterilerle bağlantılı sorunları azaltabilmektedirler.

Yapılan bir çalışmada 65 yaş üstü yetişkinlerin %75’inin mevsimsel gribe karşı aşılanması durumunda sadece Avrupa’da 3,2-3,8 milyon vaka ve 35.000-52.000 grip kaynaklı ölümün önlenebileceğini ve yıllık 438-558 milyon Euro tasarruf sağlanabileceğini göstermiştir.

Tüm bunlar değerlendirildiğinde bağışıklama hizmetleri milyonlarca kişinin hayatını kurtarmakta kalmayıp milyonlarca TL değerinde ekonomik katkı da sağlamaktadır.
Bu kadar büyük etkileri olan aşılamanın, yöneticiler eliyle teşvik edilmesi ve aşı kararsızlığı/reddiyle mücadele edecek kampanyalar ve eğitimler düzenlemesi ülkelerin geleceği açısından oldukça büyük önem arz etmektedir.

UZM. DR. SELDA HANDAN KARAHAN
İSTAHED BİLİM KOMİSYONU / AŞI KOMİSYONU ÜYESİ

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü