ÇALIŞAN HAKLARI VE VATANDAŞ SAĞLIĞI İÇİN 5-6-7 KASIM 2024 TARİHLERİNDE İŞ BIRAKIYORUM.
5 KASIM 2024 TARİHİNDE BASIN AÇIKLAMASI İÇİN SAAT 12:00’DE İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE OLACAĞIZ.
6 KASIM 2024 TARİHİNDE SAAT 11:00’DE KADIKÖY RIHTIMDA BULUŞUP VATANDAŞLARA BROŞÜR DAĞITIMI YAPIP, KAYBETTİĞİMİZ AİLE HEKİMLİĞİ RUHUNA LOKMA DÖKTÜRECEĞİZ.
Bildiğiniz üzere bir süredir çıkmaması için uğraştığımız “Eziyet Yönetmeliği”, bu hafta itibariyle Resmi Gazetede yayınlanmış ve bugün yani 1 Kasım 2024 itibariyle de yürürlüğe girmiştir.
Son bir haftadır özellikle başta Sağlık Bakanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından bu yönetmeliğe dair hem sosyal medyada hem de görsel basında ciddi anlamda güzellemeler yapılmaktadır.
Vatandaşın çok kaliteli hizmet alacağına dair ve aile hekimlerinin de ciddi anlamda bundan mutlu olacağına dair yapılan bu güzellemelerde bize söylenen: Temel maaşımızda azalmanın olacağı fakat birçok teşvik! kriterini yerine getirirsek de ücretlerimizin ciddi anlamda artacağıdır. Üstelik son iki gündür sahadan gelen ve kim olduklarını çok da bilmediğimiz kişiler tarafından atılan mesajlar ve ses kayıtlarıyla bu güzellemeler desteklenmektedir.
Evet, bize söylenenleri duyduk fakat anlamakta zorluk çekiyoruz.
“Hakkedişlerimizde azalmalar olacak ama teşviklerle çok yüksek miktarda ücretlere ulaşacağız”ın gerçek olma olasılığı bile yokken bunların yüzümüze karşı söyleniyor oluşu çok şaşırtıcıdır.
Biz de bize söylenenlerin yanında asıl söylenmeyenleri sizlerle paylaşmak istedik.
Öncelikle bu yönetmelik kocaman bir belirsizlik içinde çıkmıştır. Bakın bugün yürürlüğe girmiştir ancak herhangi bir yönergesi yayımlanmamıştır. Yani kriterlerin nasıl yerine geleceği konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Bize en çok söylenen; çok mutlu olacağımız.
Peki ya söylenmeyenler?
Örneğin hakkedişlerimiz düşecek, teşvikle tamamlayacağız, tamam ama bu teşvikler için neler yapmamız gerekiyor?
Bize gelmeyen hastalarımızın Aile Sağlığı Merkezi’ne hiçbir veri olmaksızın mutlaka 6 ayda bir gelmesini sağlamamız bekleniyor. Yani şimdiye kadar aşı retlerinde, bebek-gebe izlemlerinde yüzümüze kapanan telefonlar, önünde kaldığımız kapılar yetmiyormuş gibi bundan sonra da bize daha önce gelmeyen, bizden hizmet almak istemeyen bütün kayıtlı nüfusumuza 6 ayda bir ulaşmamız beklenmekte ve hekimlerden sadece sekreterlik hizmeti, hastalara hizmet noktasında onların istediklerinin yapılması beklenilmektedir. Bu bizim için ciddi anlamda onur kırıcıdır. Bunu lütfen özellikle bir kenara not edelim.
Mesela şu da söylenmiyor: Hastaya hiçbir sorumluluk vermeden hastanın diğer sağlık kurumlarına yaptığı başvuruların bize yansıyacak olması! Hastanın bu kadar fazla sayıda herhangi bir sağlık kurumuna gereksiz başvurusunun cezasının aile hekimleri tarafından çekileceği yine söylenmiyor tabi. Çünkü bu şekilde olursa bize bir ödeme yapılmayacak.
Şu da hiç söylenmiyor: Hastalarımızın bize karşı olan memnuniyetini değerlendirmede nasıl sübjektif olabilecek ve uygunsuz istekleri reddedildiği takdirde memnuniyet düşecek ama memnuniyet düştüğü için de a bize yine ödeme yapılmayacak.
Söylenmeyen bir diğer şey de: Vatandaşın gereksiz ve aşırı ilaç talebinin karşısında onlara dur demiyorum ama sizin reçetenizi 3 kuruşa satın almak istiyorum. Kusura bakmayın ama ben vatandaşla kötü olmak yerine size benim istediğimi yaparsanız size 3 kuruş para vereceğim.
Değerli arkadaşlar uzun uzadıya çok anlattık, daha da anlatırız ama maalesef şunu görüyoruz ki yıllardır talep ettiğimiz hiçbir şey yerine gelmemiş.
Evet, aile sağlığı merkezleri ve aile hekimliklerinde kronik hastalıkların takibinin yapılmasını biz de istiyoruz.
Evet, nüfusumuzun düşürülmesini biz de istiyoruz.
Evet, kaliteli hizmet sunalım, hastalarımız 2.-3. basamağa gitmek zorunda kalmasın biz de istiyoruz.
AMA biz; şartlara bağlamadan, gereksiz angaryalar yüklemeden, temel hak edişlerimizde artış sağlanarak kat sayılarımızın yükseltilmesini ve iyi şartlarda hizmet vermeyi istiyoruz.
Nüfusların zaten düşürülmesinin imkansız olduğu, birçok aile sağlığı merkezinin fiziki koşullarının yetersiz kaldığı ve gereksiz iş yükü altında ezildiğimiz bir durumda, yerine getirilmesi mümkün olmayan kriterleri karşılamamız beklenerek ücret artışına dair güzellemeler yapılmasını istemiyoruz.
Kıymetli meslektaşlarım belki birilerinin ücretleri gerçekten artacak. Belki birileri bu yönetmelikle ilgili henüz sıkıntı yaşamadığını düşünecek. Ama şunu unutmayalım, bu yönetmelik dediğimiz şey bir gecede nasıl yayınlandıysa teşvik kriterleri de bir gecede değişebilir. Evet, bazılarımızın ücreti yükselecek ama bazılarımızın da muhakkak düşecek. Fakat şunu bilmeliyiz ki aile hekimliği dediğimiz şey ben, sen değil biz olarak yapılabilecek bir şeydir. Bizler seneler içerisinde, sen benin bir anda tam tersine dönüşebileceğini deneyimledik.
Elbette bizler kaliteli, medeni standartlarda vatandaşımıza sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Fakat bunu doğru, hak ettiğimiz ücreti birtakım kriterlere bağlanmaksızın alarak yapmak istiyoruz. Meslek onurumuzda herhangi bir şekilde oynanmadan, mesleki saygınlığımız korunarak yapmak istiyoruz.
Şimdi değilse ne zaman bunu yapacağız bilmiyoruz. Dolayısıyla sizden kararlarınızı verirken şunu önemsemenizi istiyoruz:
Belki aramızda meslekten ayrılanlar olacak, belki bu meslekte devam etmeyenler olacak fakat bizler aile hekimliğinin yükselmesi, geleceği için şu anda susmamalıyız. Şimdi konuşmak zorundayız. Onurumuzu korumak için şimdi geride durmamalıyız. Bu işte yaşlanmak istiyorsak, ekmeğimizi hak ettiğimiz ölçüde kazanmak istiyorsak, emekliliğimize sahip çıkmak istiyorsak şimdi konuşmak zorundayız.
Bizi vatandaşın önüne atan bu yönetmeliği kabul etmemiz mümkün değil.
Vatandaşa sorumluluk vermeden bütün cezanın aile hekimlerine kesilmesini kabul etmemiz mümkün değil.
Arkadaşlar belki iş bırakma eylemlerinde ya da sonrasında ücretimiz kesilecek. Bırakalım şimdi kesilsin ama yarını kurtaralım. Bırakalım meslek onurumuzun, saygınlığımızın yanında duralım.
Açıkçası bizi vatandaşla tehdit edip ücretlerimiz için sürekli bir şart koyan bakanlığın bu yönetmeliğini kabul etmek imkansızdır. Lütfen hep beraber sen demeden, ben demeden, sen kazandın, ben kaybettim demeden, biz olarak şimdi bu yönetmeliğe dur diyelim. Bize reva görülen bu durumu asla kabul etmeyelim.
Birliğimiz En Büyük Gücümüzdür.
Sizleri sevgi ile selamlıyor ve kucaklıyorum.
İSTAHED Yönetim kurulu adına
Dr. Esin Ayfer Çulha Dildök